Sudan'da son günlerde yaşanan olaylar, adeta bir kabus gibi. İnsanların gözünde korku, yüzlerinde çaresizlik... Kimi zaman silahların gölgesinde, kimi zaman sessiz çığlıklarla dolu sokaklarda, hayatta kalma mücadelesi veriliyor.
Bölgeden gelen son bilgilere göre, kontrolsüz şiddet dalgası her geçen gün daha fazla can alıyor. Evler yakılıyor, masum insanlar hedef gözetilmeksizin öldürülüyor. Sanki insanlık, bu topraklarda unutulmuş gibi.
Çocukların Kayıp Çığlıkları
En acı olanı ise çocuklar... Onlar ne olduğunu anlamadan, bir anda kendilerini savaşın ortasında buluyorlar. Kimi annesiz, kimi babasız kalıyor. Kimi de -ne yazık ki- hayata tutunamıyor.
Birleşmiş Milletler yetkilileri, durumu "korkunç" olarak nitelendiriyor. Ancak kelimeler, yaşananları anlatmaya yetmiyor. Rakamlar soğuk: yüzlerce ölü, binlerce yaralı, on binlerce evsiz...
Uluslararası Toplum Ne Yapıyor?
Peki dünya bu vahşete nasıl tepki veriyor? Diplomatik çevrelerde endişeli açıklamalar yapılıyor elbette. Fakat somut adımlar hâlâ yetersiz. Sanki herkes, bu yangının kendiliğinden söneceğini umuyor.
Bölge uzmanlarına göre acil olarak:
- İnsani yardım koridorları oluşturulmalı
- Sivillerin güvenliği sağlanmalı
- Taraflar masaya oturmaya zorlanmalı
Ancak işin zor kısmı bunları hayata geçirmek. Çünkü Sudan'da güç dengeleri o kadar karmaşık ki, kimin ne yapacağı belli değil.
Bir de unutulmaması gereken var: Bu kriz sadece Sudan'ın değil, tüm bölgenin sorunu. Göç dalgaları, istikrarsızlık, ekonomik çöküş... Etkileri çok geniş alana yayılabilir.
