New York'tan gelen ses, Gazze'deki insanlık dramına dair yürek burkan gerçekleri bir kez daha tüm dünyaya haykırdı. BM Genel Sekreter Sözcüsü Stéphane Dujarric, o basın toplantısında kelimeleri özenle seçiyordu ama arkasındaki acil durumun baskısı her cümlesine sinmişti.
Dujarric'in söyledikleri aslında çok net: Gazze adeta bir açık hava hapishanesine dönmüş durumda ve bu korkunç senaryo derhal son bulmalı. İnsani yardımların önündeki engeller, belki de binlerce masum insanın hayatına mal oluyor.
Rafah Tek Başına Yetersiz Kalıyor
Mısır sınırındaki Rafah Kapısı'nın açılması elbette önemli bir adımdı. Fakat Dujarric'in de altını çizdiği gibi, tek bir geçiş noktası milyonlarca insanın ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalıyor. Bu, yangına bir bardak suyla koşmaya benziyor - iyi niyetli ama trajik şekilde yetersiz.
BM yetkilisi, "Rafah'tan giren yardımların Gazze'de ihtiyaç sahiplerine ulaşması için güvenli ve engelsiz bir humaniter koridor oluşturulmalı" diyor. Zira yardım kamyonlarının varış noktasına ulaşamaması, depoda duran ilaçlar gibi - varlarıyla yokluk arasında gidip geliyor.
İnsani Kriz Derinleşiyor
Gazze'de durum her geçen gün daha da vahim bir hal alıyor. Temiz su, gıda, ilaç ve tıbbi malzeme kıtlığı adeta bir domino etkisi yaratıyor. Hastaneler en basit tedavileri bile uygulamakta zorlanırken, çocuklar ve yaşlılar bu koşullardan en çok etkilenenler arasında.
Dujarric'in ifadeleri aslında bir çığlık niteliğinde: "İnsani yardım çalışanları, sağlık personeli ve ihtiyaç sahipleri için güvenli erişim sağlanmalı." Bu sadece bir istek değil, ahlaki bir zorunluluk.
BM'nin bu çağrısı, uluslararası topluma düşen insani sorumluluğu bir kez daha hatırlatıyor. Dünya liderleri bu trajediye seyirci kalmak yerine, acil çözüm üretmek zorunda. Zaman, Gazze'deki insanlar için hızla tükeniyor.