Japonya ve Çin BM'de Tayvan Kriziyle Karşı Karşıya: 2. Mektup Savaşı
Japonya ve Çin BM'de Tayvan Kriziyle Karşı Karşıya

Japonya Başbakanı Sanae Takaichi'nin Tayvan'a yönelik olası bir Çin müdahalesiyle ilgili yaptığı açıklamalar, iki ülke arasında başlayan diplomatik krizi Birleşmiş Milletler (BM) platformuna taşıdı. Taraflar, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e art arda mektuplar göndererek birbirlerini suçladı. Japonya'nın BM Daimi Temsilcisi Kazuyuki Yamazaki, Çin'in ikinci mektubuna yanıt vererek iddiaları reddetti ve diyalog çağrısında bulundu.

Mektup Savaşında Son Durum

Çin'in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong, 1 Aralık tarihinde Genel Sekreter Guterres'e Japonya hakkında ikinci bir mektup gönderdi. Japonya'nın BM Daimi Temsilcisi Kazuyuki Yamazaki ise bu mektuba yanıt olarak kaleme aldığı yazıda, Çin'in iddialarının "olgularla bağdaşmadığını, temelsiz olduğunu ve kategorik olarak kabul edilemez nitelikte" olduğunu belirtti.

Yamazaki, Japonya'nın Tayvan konusundaki tutumunun daha önce 24 Kasım'da gönderilen mektupta ortaya konduğunu hatırlattı. Buna rağmen, Tokyo hükümetinin talimatı doğrultusunda görüşlerini bir kez daha paylaşmak istediğini ifade etti. Yamazaki ayrıca, yazdığı bu mektubun resmi bir belge olarak tüm BM üyesi devletlere iletilmesini talep etti.

Japonya'dan Uluslararası Düzen Vurgusu

Mektubunda Japonya'nın uluslararası düzene bağlılığını vurgulayan Yamazaki, 2. Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana ülkesinin BM Şartı da dahil olmak üzere uluslararası hukuka daima saygı gösterdiğini yineledi. Yamazaki, "Japonya'nın bu sarsılmaz yaklaşımı uluslararası toplum tarafından geniş ölçüde kabul görmektedir" ifadelerini kullandı.

Barışsever bir ulus olarak Japonya'nın uluslararası barışa, istikrara ve refaha katkıda bulunmaya devam edeceğinin altını çizen Yamazaki, görüş ayrılıklarının diyalog yoluyla ele alınması gerektiğine inandıklarını belirtti. Japonya'nın "sakin ve diyalog temelli bir tutumla yanıt vermeye devam edeceğini" sözlerine ekledi.

Krizin Başlangıcı: Takaichi'nin Açıklamaları

Yaşanan diplomatik gerilimin temelinde, Japonya Başbakanı Sanae Takaichi'nin Kasım ayı sonlarında yaptığı açıklamalar yatıyor. Takaichi, Tayvan Boğazı'na yönelik olası bir askeri müdahalenin Japonya'nın "varlığına yönelik tehdit" olarak görülebileceğini ifade etmişti.

Japonya yasalarının, ülkenin varlığına yönelik tehdit durumunda Japonya Öz Savunma Kuvvetleri'ne (SDF) müdahale yetkisi tanıması, bu açıklamanın Tayvan'a yönelik olası bir Çin saldırısına Japonya'nın askeri yanıt verebileceği şeklinde yorumlanmasına neden oldu. Bu yorum Pekin yönetiminde sert tepkiyle karşılandı.

Çin'in BM Daimi Temsilcisi Fu Cong, ilk mektubunda Takaichi'nin imasını "provokatif" olarak nitelemiş ve bu açıklamaların "son derece yanlış ve tehlikeli" olduğunu vurgulamıştı. Tayvan'ın Çin'in ayrılmaz bir parçası olduğunu yineleyen Fu, Japonya'nın olası bir askeri müdahale girişiminin Çin'e "saldırı" anlamına geleceğini ve böyle bir durumda meşru müdafaa hakkını kullanacaklarını belirtmişti.

Japonya'nın Savunma Stratejisi Yanıtı

Japonya, Çin'in ilk mektubuna 24 Kasım'da yanıt vermişti. O mektubunda da Yamazaki, Çin'in iddialarının olgularla uyumlu olmadığını savunmuştu. Japonya'nın temel savunma politikasının yalnızca savunmaya dayalı pasif bir strateji olduğunu vurgulayan Yamazaki, meşru müdafaa hakkının iç hukukta son derece sınırlayıcı bir çerçevede tanımlandığını aktarmıştı.

Yamazaki, Başbakan Takaichi'nin sözlerinin de bu tutuma dayandığına dikkat çekerek, "Japonya'nın silahlı bir saldırı olmaksızın meşru müdafaa hakkını kullanacağı" yönündeki Çin iddiasının yanlış olduğunu ifade etmiş ve Japonya'nın Tayvan konusundaki temel pozisyonunun değişmediğinin altını çizmişti.

Çin ise Japonya'nın bu yanıtını "haksız suçlama" ve "sorumluluğu başkasına atma girişimi" olarak değerlendirerek 1 Aralık'taki ikinci mektubu göndermiş ve Takaichi'nin açıklamalarını savaş sonrası uluslararası düzene bir meydan okuma olarak nitelendirmişti. İki ülke arasındaki diplomatik kriz, BM kanalıyla sürdürülen bu yazışmalarla devam ediyor.