İstanbul'da Tarihi Buluşma: Üç Semavi Din Liderleri Gazze İçin Kenetlendi
İstanbul'da Tarihi Buluşma: 3 Din Liderleri Gazze İçin

İstanbul bugünlerde gerçekten görülmeye değer bir manzaraya sahne oldu. Dünyanın dört bir yanından gelen din adamları, Ortadoğu'da kanayan yara Gazze için aynı masada buluştu. Kimi cübbesiyle, kimi takkesiyle, kimi de kravatıyla... Hepsinin yüzündeki ifade aynı: Derin bir endişe ve acil çözüm arzusu.

Aslında bu buluşma öyle sıradan bir toplantı değil. Tarihin belki de en kadim üç inancının temsilcileri, insanlık adına ortak bir ses çıkarmak için kolları sıvadı. Sanki dinler arasındaki o görünmez duvarlar bir anda yıkılıvermişti.

Kalpler Gazze'de Atıyor

Toplantı salonundaki hava ağır ama bir o kadar da umut doluydu. Konuşmacılar sırayla kürsüye çıkıyor, her biri kendi dilinde ama aynı acıyı paylaşıyordu. İslam temsilcisinin sesi titriyordu anlattıkça - çocuklar, kadınlar, masum insanlar... Yahudi hahamın gözleri doldu, Hristiyan papaz derin bir iç çekti. Hepsi aynı şeyi söylüyordu aslında: "Bu vahşet durmalı!"

Salondaki herkes adeta nefesini tutmuş dinliyordu. Kimi zaman öyle bir sessizlik oluyordu ki, iğne düşse sesi duyulurdu. Sonra o sessizliği yürekleri hoplatan gerçekler bozuyordu: Ölen çocuk sayıları, yıkılan evler, bitmek bilmeyen acılar...

Tarihi Çağrı: Birlikte Barış

Üç dinin temsilcileri ortak bir bildiriye imza attı. Metni okurken seslerdeki o titreme insanın tüylerini diken diken ediyordu. "Artık yeter!" diye haykırıyorlardı adeta. Silahlar sussun, insanlar konuşsun istiyorlardı. Belki de en çarpıcı olanı - ki bunu söylemekten çekinmediler - dinler arası diyaloğun savaşları durdurabileceğine olan inançlarıydı.

Toplantıdan çıkanların yüzlerindeki ifadeyi anlatmak zor. Kimi düşünceli, kimi umutlu, kimi ise hüzünlü... Ama hepsinin ortak noktası: Gazze için bir şeyler yapma azmi.

İstanbul bu buluşmaya ev sahipliği yapmakla kalmadı, adeta dünyaya barış mesajı veren bir megafon oldu. Boğaz'ın suları bile sanki daha hüzünlü akıyordu bugün. Tarihi yarımadanın tepelerinden yükselen bu çağrı, umarım dünyanın dört bir yanında yankı bulur.

Sonuçta dinler ayrı olsa da acılar ortak. İnsanlık ise hepimizin ortak paydası. Unutmayalım ki, barış sadece bir kelime değil; açlıktan kıvranan bir çocuğa uzatılan ekmek, bombalardan kaçan bir aileye açılan kapıdır.