Çin Hükümeti, ABD Federal İletişim Komisyonu'nun (FCC) dünyanın en büyük sivil drone üreticisi DJI'yi yaptırım listesine alma kararına resmi olarak itiraz etti. Çin Dışişleri Bakanlığı, ABD'nin bu hamlesini "ayrımcı" olarak nitelendirerek, ulusal güvenlik gerekçesinin aşırı derecede esnetildiğini savundu.
Pekin'den Washington'a Sert Uyarı
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cien, Pekin'de düzenlenen basın toplantısında konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Lin, ABD'nin ulusal güvenlik kavramını gereğinden fazla genişleterek, Çinli şirketlere yönelik "ayrımcı listeler" oluşturduğunu ifade etti. Sözcü, Washington yönetimine bu uygulamayı derhal sonlandırma ve Çinli firmalar için eşit, adil ve ayrımcı olmayan bir iş ortamı sağlama çağrısı yaptı.
FCC'nin Kararı ve Geçmiş Yaptırımlar
FCC, dün aldığı kararla DJI dahil bir dizi yabancı drone üreticisini, "ABD'nin ulusal güvenliğine kabul edilemez risk oluşturan şirketler" listesine eklediğini duyurmuştu. Kurum, bu kararı Beyaz Saray öncülüğünde yapılan kurumlar arası bir risk değerlendirmesine dayandırdı. Listeye alınmanın en önemli sonucu, DJI'nin yeni model ve parçalarının ABD pazarında satışı için gerekli onayları alamayacak olması.
Bu, DJI'ya yönelik ilk ABD yaptırımı değil. Daha önce ABD Ticaret Bakanlığı 2020'de, ABD Hazine Bakanlığı ise 2021'de şirketi çeşitli yaptırım listelerine eklemişti. Bu kararlarla ABD'li şirketlerin DJI ile ticaret yapması kısıtlanmış ve şirketin hisselerinin alınıp satılması yasaklanmıştı. Ayrıca, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) da 2022'de DJI'yı, Ulusal Savunma Yetkilendirme Yasası uyarınca "Çin Askeri Şirketleri" listesine koyduğunu açıklamıştı.
Sonuçlar ve Olası Etkiler
FCC'nin bu son hamlesi, iki süper güç arasındaki teknoloji ve ticaret savaşlarının yeni bir cephesini oluşturuyor. DJI, küresel sivil drone pazarının büyük bir bölümüne hakim durumda. ABD pazarından alınacak olası bir darbe, şirketin küresel operasyonlarını etkileyebilir. Öte yandan, Çin'in bu kadar net ve hızlı bir diplomatik tepki vermesi, konunun iki ülke arasındaki ilişkilerde önemli bir gerginlik noktası olmaya devam edeceğini gösteriyor. İlerleyen günlerde Washington'ın Pekin'in bu çağrısına nasıl yanıt vereceği merakla bekleniyor.