Çin, Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD), egemenlik iddiasında bulunduğu Tayvan'a yaklaşık 11 milyar dolar değerinde silah satışını onaylamasına şiddetle tepki gösterdi. Çin yetkilileri, bu adımı ülkenin iç işlerine açık bir müdahale ve egemenlik haklarının ihlali olarak nitelendirdi.
Çin'den Sert Açıklama ve Uyarılar
Çin Tayvan İlişkileri Ofisi Sözcüsü Çın Binhua, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, ABD'nin bu kararının Çin'in güvenlik çıkarlarını zedelediğini vurgulayarak kınadı. Çın, satış onayının, iki ülke ilişkilerinin temelini oluşturan "tek Çin" ilkesi ve "Üç Ortak Bildiri"yi ihlal ettiğini savundu.
Özellikle, ABD'nin 17 Ağustos 1982 tarihli ortak bildiride yer alan ve Tayvan'a silah satışını kademeli olarak azaltma taahhüdüne aykırı hareket ettiğine dikkat çekti. Sözcü Çın, ABD'ye Tayvan'ı silahlandırarak Ada'daki ayrılıkçı unsurları destekleme politikasına derhal son verme çağrısında bulundu.
Tayvan'daki iktidar partisi Demokratik İlerici Parti (DPP) yönetimine de seslenen Çın Binhua, bağımsızlık peşinde koşmanın Tayvan'ı bir "barut fıçısına" dönüştüreceği uyarısını yaptı. Halkı asker olarak görmenin en büyük zararı Tayvan vatandaşlarına getireceğini ifade etti.
ABD'den Rekor Büyüklükte Askeri Paket
ABD Dışişleri Bakanlığı, dün Tayvan'a yönelik bugüne kadarki en büyük silah satış paketlerinden birini onayladı. Toplam değeri yaklaşık 11 milyar dolar olan anlaşma, Başkan Donald Trump'ın ulusa sesleniş konuşmasında da duyuruldu.
Satış kapsamındaki başlıca sistemler şunlar:
- 4,05 milyar dolar değerinde 82 adet Yüksek Hareketli Topçu Roket Sistemi (HIMARS).
- 4 milyar dolar değerinde 60 adet kendinden tahrikli obüs sistemi.
- Değeri 1 milyar doları aşan insansız hava araçları (İHA'lar/Drone'lar).
- 1 milyar doları aşan askeri yazılımlar.
- 700 milyon doları aşan Javelin ve TOW tanksavar füze sistemleri.
- 96 milyon dolar değerinde helikopter yedek parçaları.
- 91 milyon dolar değerinde Harpoon füze sistemleri bakım ve yenileme araçları.
Temel Anlaşmazlık ve Çin'in Tehdidi
Çin, 1949 yılından bu yana fiilen kendi kendini yöneten Tayvan'ı ayrılmaz bir toprak parçası olarak görüyor. İki taraf arasındaki ayrılık, iç savaşın ardından ortaya çıktı.
Pekin yönetimi, "tek Çin" politikasını tanıyan ülkelerin Tayvan ile her türlü askeri ilişki kurmasına ve silah satmasına kesinlikle karşı çıkıyor. Son yıllarda Tayvan Boğazı'ndaki askeri faaliyetlerini artıran Çin, Ada'nın ana karayla birleşmesi için gerekirse güç kullanma seçeneğini de masada tuttuğunu sık sık vurguluyor.
ABD'nin bu devasa silah satışı, bölgede tansiyonu daha da yükselterek, Çin-ABD ilişkilerinde yeni bir gerilim noktası oluşturdu. Çin'in tepkisi, Tayvan konusundaki taviz vermez tutumunu bir kez daha gözler önüne serdi.