Çin, uzay teknolojisi alanındaki ilerleyişine bir yenisini daha ekledi. 9 Kasım 2025 tarihinde gerçekleştirilen başarılı fırlatış operasyonuyla, iki yeni teknoloji test uydusu uzaydaki yerini aldı.
Başarılı Fırlatışın Detayları
Xinhua ajansının haberine göre, Çutien 2A ve 2B isimli teknoloji test uyduları, Licien-1 Y9 roketiyle Çin'in kuzeybatısındaki Ciuçüen Uzay Merkezi yakınında bulunan ticari uzay inovasyon pilot bölgesinden fırlatıldı. Uyduların planlanan yörünge konumlarına başarıyla yerleştiği açıklandı.
Bu fırlatış, Licien-1 roket ailesiyle gerçekleştirilen 9. başarılı taşıma görevi olarak kayıtlara geçti. Operasyon, Çin'in uzay teknolojisi alanındaki yeteneklerini bir kez daha gözler önüne serdi.
Licien-1 Roketinin Teknik Özellikleri
Çin Bilimler Akademisi (CAS) Mekanik Enstitüsüne bağlı CAS Space şirketi tarafından geliştirilen Licien-1 roketi, katı yakıtla çalışan güçlü bir fırlatma platformu olarak dikkat çekiyor.
Roketin teknik kapasiteleri şu şekilde:
- Alçak Yer Yörüngesi ve Güneş Eş Zamanlı Yörünge'ye 1,5 ila 2 ton arasında yük taşıyabilme kapasitesi
- Tek seferde 50'den fazla uydu fırlatabilecek yetenek
- Bugüne kadar toplam 75 uyduyu uzaya taşıma başarısı
Çince'de "güçlü roket" anlamına gelen Licien-1, İngilizcede "Kinetica-1" olarak da anılıyor. Roket, farklı türde ve çok sayıda uydu fırlatılışına yönelik küresel talebi karşılama hedefiyle geliştirildi.
Çin'in Uzay Hedefleri ve Gelecek Planları
Bu başarılı fırlatış, Çin'in uzay teknolojisi alanındaki iddialı hedeflerinin bir göstergesi oldu. CAS Space şirketi tarafından geliştirilen Licien-1 roketleri, ülkenin ticari uzay pazarındaki payını artırma stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
Katı yakıt teknolojisiyle çalışan roket, düşük maliyetli ve yüksek frekanslı fırlatış kabiliyeti sayesinde küresel uzay endüstrisinde önemli bir rekabet avantajı sunuyor. Çin'in bu alandaki yatırımlarının önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi bekleniyor.
Licien-1 roketinin kapasitesini daha da artırarak tek seferde 50'den fazla uydu fırlatabilecek seviyeye ulaşması hedefleniyor. Bu hedef, Çin'in küresel uzay teknolojisi yarışındaki konumunu güçlendirmeye yönelik önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
