Doğu Çin Denizi'nde, Japonya ile Çin arasında uzun yıllardır egemenlik tartışmasına konu olan Senkaku Takımadaları çevresinde yeni bir gerilim yaşandı. Çin'e ait sahil güvenlik gemilerinin, söz konusu tartışmalı adalar etrafındaki Japon kara sularını ihlal ettiği rapor edildi.
Çin'den Japon Gemisine Müdahale Açıklaması
Çin yönetimi, 2 Aralık 2025 tarihinde yaptığı açıklamada, Doğu Çin Denizi'nde Japonya'nın 'Senkaku', Çin'in ise 'Diaoyü' olarak adlandırdığı ihtilaflı adacıkların çevresindeki sulara giren bir Japon balıkçı gemisini uzaklaştırdığını duyurdu. Çin Sahil Güvenliği Sözcüsü Liu Dıcün, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Japon gemisine yasalara uygun uyarılarda bulunulduğunu ve gerekli kontrol tedbirlerinin uygulanarak bölgeden çıkarıldığını ifade etti.
Sözcü Liu, Diaoyü ve bağlantılı adaların tartışmasız bir şekilde 'Çin toprağı' olduğunu savunarak, Japon tarafına buradaki 'ihlal ve provokasyonlarına son verme' çağrısı yaptı. Liu ayrıca, Çin Sahil Güvenliği'nin, ülkenin ulusal egemenliğini, güvenliğini, denizlerdeki haklarını ve çıkarlarını korumak için yetki alanı içinde yasa uygulama operasyonlarını sürdüreceğinin altını çizdi.
Uzun Süredir Devam Eden Anlaşmazlık: Senkaku/Diaoyü
Doğu Çin Denizi'ndeki bu anlaşmazlık, hem Tokyo hem de Pekin yönetimlerinin tarihsel egemenlik iddialarında bulunduğu adacıklar etrafında dönüyor. 5 ada ile 3 kayalıktan oluşan takımadalar, coğrafi olarak Çin'in doğu kıyısına 330 kilometre, Tayvan'a 170 kilometre ve Japonya'nın Ryukyu Adaları'na ise 410 kilometre mesafede yer alıyor.
En büyüğü sadece 4,3 kilometrekare genişliğinde olan ve yerleşime imkan vermeyen kayalık kaplı adacıklar üzerindeki egemenlik tartışması onlarca yıldır devam ediyor. Bölge, balıkçılık hakları ve olası deniz altı enerji kaynakları nedeniyle de stratejik önem taşıyor.
Gerilim ve Bölgesel Etkiler
Son olay, iki Asya devi arasındaki hassas dengenin bir kez daha test edildiğini gösterdi. Kara suları ihlali iddiaları ve karşılıklı açıklamalar, bölgedeki gerginliğin sürdüğüne işaret ediyor. Çin'in sahili koruma gemilerinin bölgedeki varlığını sıklaştırması, Japonya tarafından düzenli olarak protesto ediliyor. Uzmanlar, bu tür olayların, daha geniş bir bölgesel istikrarsızlığa yol açabilecek yanlış anlaşılma veya çatışma riskini artırdığı konusunda uyarıyor.
Her iki taraf da egemenlik iddialarından taviz vermeyeceğini açıkça beyan ederken, diplomatik kanalların bu tür kriz anlarında iletişimi sürdürmek ve durumu daha da kötüleşmeden kontrol altına almak için hayati bir rol oynadığı belirtiliyor.
