
Dünya ekonomisinin ağır topu Çin, maliye tablolarıyla yine gündemde. Rakamlar öyle sıradan değil, adeta fırlamış diyebiliriz. Bakın neler olmuş...
Geçtiğimiz yılın ilk çeyreğine kıyasla, bu yılın aynı döneminde devletin kasasına giren paralar hatırı sayılır şekilde kabarmış. Kimine göre bu, pandemi sonrası toparlanmanın doğal bir sonucu. Kimine göreyse, hükümetin attığı ustaca adımların bir karşılığı.
Gelirlerdeki Artışın Ardındaki Dinamikler
Gelir artışının bel kemiğini, şaşmayın, kurumlar vergisi ve gelir vergisi oluşturuyor. Özellikle imalat ve teknoloji sektörlerindeki olağanüstü performans, devletin vergi gelirlerine direkt yansımış durumda. Tüketim harcamalarındaki canlanma da katma değer vergisi gelirlerine olumlu etki etmiş. Kısacası, ekonominin çarkları hızlı dönünce, devletin kasası da doluyor.
Diğer yandan, devlet de boş durmamış. Altyapı yatırımları, teknolojiye yapılan devasa yatırımlar ve sosyal refah programları için cüzdanının ipini iyice gevşetmiş. Bu harcamalar, kısa vadede bütçeden çıkan para gibi görünse de, uzun vadede ekonomik büyümeye yapılan bir yatırım aslında.
Peki, Bu Rakamlar Ne Anlama Geliyor?
Bazı ekonomistlere kalırsa, bu durum Çin ekonomisinin yeniden hız kazandığının en net göstergesi. İyimserler, büyümenin süreceğinden oldukça emin. Ancak, herkes bu kadar pembe gözlüklerle bakmıyor tabii. Karamsar sesler, bu kadar agresif harcamanın enflasyon gibi istenmeyen misafirleri davet edebileceği konusunda uyarıyor.
Bir de küresel belirsizlik faktörü var. Tedarik zincirlerindeki aksaklıklar ve uluslararası ilişkilerdeki gerginlikler, Çin'in bu büyüme ivmesini sürdürmesinin önündeki en büyük engeller olarak görülüyor. Yani, önümüzdeki aylarda her şey yolunda gider mi, bilinmez. Ekonomi, bazen sürprizlere gebe kalabiliyor.
Sonuç olarak, Çin'in maliye performansı, küresel ekonomi için de önemli sinyaller veriyor. Dünyanın ikinci büyük ekonomisindeki bu hareketlilik, hepimizi bir şekilde etkilemeye devam edecek gibi görünüyor.