Trump'tan Çin'e Mıknatıs Tehdidi: 'ABD Olmadan Askeri Teknolojide İlerleyemezler'
Trump: Çin, Askeri Tech için ABD'ye Bağımlı

Donald Trump yine gündemi salladı. Eski başkan, New Hampshire'da düzenlenen bir mitingde ağzından çıkanlar ile adeta jeopolitik bir fırtına yarattı. Dinleyicilere seslenirken, Çin'in askeri teknoloji yarışında ABD'ye muhtaç olduğunu iddia etti. Peki nasıl?

İşin sırrı, modern silah sistemlerinin ve jet motorlarının vazgeçilmezi olan o küçük ama kritik bileşenlerde: nadir toprak mıknatıslarında yatıyor. Trump'ın iddiasına göre Çin, bu mıknatısları üretmek için—inanır mısınız—ABD'den gelen hammaddelere bel bağlamış durumda. "Onlar bu mıknatısları yapıyor, evet," dedi, "ama bizim gönderdiğimiz malzeme olmadan yapamazlar."

Soğuk Savaş Havası ve Ticaret Savaşları

Bu açıklama, iki süper güç arasında giderek derinleşen bir teknolojik soğuk savaşın son perdesi gibi. Trump'ın başkanlığı döneminde başlattığı ticaret savaşlarını hatırlarsınız. İşte o günlerden kalma bir retorikle konuştu. Çin'e yönelik sert çıkışları, onun dış politika söyleminin adeta bir imzası haline gelmişti zaten.

Aslında mesele sadece mıknatıslardan ibaret değil. Bu, küresel tedarik zincirlerinde kimin daha baskın olduğuna dair sembolik bir meydan okuma. Trump'ın altını çizmek istediği nokta şu: Küresel ekonominin tekerleği, hâlâ Amerikan üretimi olmadan dönmüyor.

Peki, Trump Haklı Mı?

Doğrusu, nadir toprak elementleri ve bunlardan üretilen sürekli mıknatıslar konusu epey karmaşık. Çin, bu alanda dünyanın en büyük üreticisi ve işleyicisi—buna hiç şüphe yok. Lakin, ham madde çıkarma ve ilk işleme süreçlerinde diğer ülkelerin de payı var. Trump'ın "ABD malzemesi olmadan" derken neye atıfta bulunduğu tam olarak net değil. Belki de ham cevher? Belki de ara işlenmiş ürün? Kullandığı dil, her zamanki gibi, kesinlikten çok etki yaratmaya odaklı.

Bu tür iddialar, uluslararası ilişkilerde gerilimi tırmandırmaktan başka bir işe yaramıyor. Zaten dünya, iki devin birbirine üstünlük sağlama çabasına şahit olmaktan yoruldu. Piyasalar ise bu tür açıklamalarla anlık dalgalanmalar yaşıyor—yatırımcılar belirsizlikten hiç hoşlanmıyor.

Sonuç olarak, Trump'ın bu çıkışı, sadece bir mıknatıs tartışması değil. Bu, yeni bir küresel güç mücadelesinin sinyali. Ve Trump, 2024 seçimleri öncesinde dış politikadaki sert söylemini yeniden sahneye koyarak tabanını motive etmeyi hedefliyor gibi görünüyor. Dünya ise bu jeopolitik satranç oyununda bir hamle daha yapılmasını bekliyor.