
Dünyanın en ekstrem coğrafyalarından birini hayal edin. Öyle bir yer ki, kışın termometreler -50 derecenin altını gösteriyor ve toprağın metrelerce altı donmuş halde duruyor. İşte burası Yakutistan - ya da resmi adıyla Saha Cumhuriyeti.
Rusya Federasyonu'na bağlı bu özerk cumhuriyet, Sibirya'nın doğusunda devasa bir alana yayılıyor. Neredeyse Türkiye'nin beş katı büyüklüğündeki bu topraklarda sadece bir milyona yakın insan yaşıyor. Peki bu kadar soğuk bir yerde hayat nasıl sürüyor? Cevap: İnanılmaz bir uyumla.
Dondurucu Bir Başkent: Yakutsk
Başkent Yakutsk, dünyanın en soğuk büyük şehri unvanını taşıyor. Kış aylarında sıcaklık -40 dereceleri görürken, rekor -64.4 dereceye kadar düşmüş. Şehirde binalar özel olarak tasarlanmış - temeller donmuş toprak (permafrost) üzerine inşa ediliyor çünkü.
Yerliler soğukla başa çıkmak için nesiller boyu aktarılan teknikler kullanıyor. Mesela, kat kat giyinmek hayati önem taşıyor. At eti ve balık gibi yüksek proteinli beslenme ise adeta bir hayatta kalma stratejisi.
Yerin Altındaki Hazineler
Yakutistan'ın ekonomisi adeta elmas, altın ve diğer değerli madenler üzerine kurulu. Dünya elmas üretiminin yaklaşık %20'si buradan çıkıyor. Mirny şehrindeki elmas madeni, insan yapımı en büyük çukurlardan biri.
Ancak bu zenginlik bir bedel getiriyor: Madencilik, hassas Arktik ekosistemi tehdit ediyor. Yerli halk geleneksel yaşam tarzını korumak ile modern ekonomi arasında denge kurmaya çalışıyor.
Kültürel Bir Mozaik
Yakutlar (Saha Türkleri) nüfusun çoğunluğunu oluşturuyor. Kendilerine özgü bir Türk dili konuşuyorlar ve şamanizm gelenekleri hala canlı. Her yıl düzenlenen Ysyakh festivali, yazın gelişini kutlamak için düzenlenen renkli bir şenlik.
İlginçtir, bu kadar soğuk bir iklimde bile sanat ve edebiyat gelişmiş durumda. Yakut sineması son yıllarda uluslararası festivallerde dikkat çekiyor. Belki de uzun kış geceleri yaratıcılığı tetikliyordur.
Yakutistan, gezegenimizin en sert ama en büyüleyici köşelerinden biri. İklim değişikliği buradaki yaşamı derinden etkilese de, Yakut halkı bin yıllardır süren dirençlerini koruyor. Bu zorlu coğrafya, insan ruhunun sınırlarını zorlayan bir hayatta kalma hikayesi sunuyor.