Fransız basınında çıkan son analizler, Doğu Akdeniz'deki güç dengelerini altüst eden gerçekleri gözler önüne seriyor. Sanki bir satranç tahtasında ustaca hamleler yapılıyor ve Türkiye, bu oyunun en kritik oyuncusu haline geliyor.
Libya'daki iç savaşın karmaşık dinamiği içerisinde Ankara'nın attığı adımlar, uluslararası arenada hem şaşkınlık hem de hayranlık uyandırıyor. Fransa'nın önde gelen yayın organları, neredeyse bir itiraf tonuyla Türkiye'nin bölgedeki etkin stratejik varlığını kabul ediyor.
Stratejik Derinlik ve Hamleler
Doğu Akdeniz'in enerji kaynakları için verilen mücadele, küresel güçlerin de ilgi odağında. Türkiye, bu zorlu coğrafyada sadece askeri değil, aynı zamanda diplomatik bir deha sergiliyor. Deniz yetki alanları konusundaki kararlı tutumu ve Libya ile imzalanan anlaşmalar, adeta bir dış politika dersi niteliğinde.
Fransız medyası, özellikle Türk donanmasının bölgedeki varlığının ve enerji arama faaliyetlerinin nasıl 'oyun değiştirici' bir role sahip olduğunu vurguluyor. Bu hamleler, sadece Yunanistan veya Kıbrıs Rum Kesimi'ni değil, Avrupa Birliği'nin tamamını derinden etkilemiş durumda.
Libya: Dönüm Noktası
Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne verilen destek, Türkiye'nin bölgesel politikalarında bir mihenk taşı oldu. Askeri yardım ve danışmanlık sayesinde Trablus'taki dengeler değişti. Fransa'nın ise General Hafter'e verdiği destek, Paris yönetiminin bölgedeki nüfuzunu kaybetmesine neden oldu.
Fransız analistler, Türkiye'nin Libya'da kazandığı bu stratejik üstünlüğün, Doğu Akdeniz'deki hakimiyet mücadelesinde belirleyici olduğunu belirtiyor. Enerji koridorlarının kontrolü ve deniz sınırlarının belirlenmesi konusunda Ankara, masada çok daha güçlü bir pozisyona oturdu.
Sonuç olarak, Fransa'nın kendi medyasında yer alan bu değerlendirmeler, Türk dış politikasının ne kadar etkili ve öngörülü olduğunu gösteriyor. Doğu Akdeniz'deki 'oyun kurucu' rol, uluslararası ilişkilerde yeni bir sayfa açıyor.
