Dünya enerji haritası yeniden şekilleniyor! Uluslararası Enerji Ajansı'nın son verileri, rüzgar enerjisi alanında çarpıcı bir liderlik değişimine işaret ediyor. Artık eskinin devleri yerini yeni enerji süper güçlerine bırakıyor.
İnanması güç ama Çin, rüzgar enerjisi kurulu gücünde tüm dünyaya adeta fark atıyor. Rakamlar gerçekten baş döndürücü: tam 466 gigavat! Bu, dünyadaki tüm rüzgar türbinlerinin neredeyse yarısının tek bir ülkede bulunduğu anlamına geliyor. Devasa yatırımlar ve hükümet destekleri sayesinde Çin, bu alanda rakipsiz konumda.
ABD İkinci Sırada, Ama Araya Büyük Fark Girdi
Eski lider ABD ise 150 gigavatlık kapasitesiyle ikinci sıraya yerleşmiş durumda. Fakat Çin ile arasındaki devasa fark gözden kaçmıyor – neredeyse üç katı kadar! Amerikan rüzgar çiftlikleri özellikle Orta Batı ve Teksas'ta yoğunlaşmış olsa da, Çin'in bu alandaki yatırım hızına yetişmekte zorlanıyorlar.
Avrupa'nın Rüzgar Devi: Almanya
Listede üçüncü sırada, Avrupa'nın en güçlü ekonomisi Almanya var. 75 gigavatlık kapasitesiyle teknoloji ve verimlilikte öncülük eden Almanlar, Kuzey Denizi'ndeki devasa offshore rüzgar çiftlikleriyle dikkat çekiyor. Onları 35 gigavatla Hindistan ve 30 gigavatla İspanya takip ediyor.
Peki ya Türkiye? İşte bu nokta belki de en şaşırtıcı olanı. Türkiye, 13 gigavatlık kurulu gücüyle dünya sıralamasında 7. sırada yer alıyor! Ege ve Marmara bölgelerindeki rüzgar potansiyelini değerlendirmeye başlayan ülkemiz, aslında oldukça iyi bir konumda.
Ancak uzmanların altını çizdiği önemli bir nokta var: potansiyelimizin hala çok altındayız. Türkiye'nin teknik rüzgar enerjisi potansiyeli 150 gigavatın üzerinde. Yani şu an kullandığımızdan 10 kat daha fazlasını üretebilecek kapasitemiz var!
Gelelim en kritik soruya: Neden daha fazla rüzgar enerjisine yatırım yapmıyoruz? İşler o kadar basit değil maalesef. Lisans süreçleri, şebeke bağlantı problemleri ve yatırım maliyetleri hala önemli engeller olarak önümüzde duruyor.
Fakat umut var! Özellikle son yıllarda yerli rüzgar türbini üretimindeki artış ve yenilenebilir enerjiye verilen teşvikler, Türkiye'nin önümüzdeki 10 yılda çok daha iyi bir noktaya gelebileceğini gösteriyor. Belki de bir sonraki listede ilk beşe girmemiz işten bile değil.
Rüzgar enerjisi sadece çevre için değil, ekonomik bağımsızlık için de kritik öneme sahip. Enerji ithalatına milyarlarca dolar harcayan bir ülke olarak, kendi kaynaklarımıza yönelmek artık lüks değil, zorunluluk haline geldi. Umalım ki bu veriler, daha fazla yatırım için bir uyarı görevi görsün.
