İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın bugün yaptığı açıklama, ülkemizdeki Suriyeli nüfusuna ilişkin oldukça dikkat çekici verileri gözler önüne serdi. Bakan, son dönemde tam 509 bin 387 Suriyelinin gönüllü olarak ülkelerine geri dönüş yaptığını belirtti. Bu rakam -insanın aklına şu soruyu getiriyor- acaba bu dönüşlerin arkasında ne gibi sebepler yatıyor?
Aslında durup bir düşünmek lazım. Yıllardır ülkemizde misafir ettiğimiz yüzbinlerce insanın, kendi topraklarına dönme kararı alması elbette basit bir istatistikten çok daha fazlasını ifade ediyor. Bakan'ın açıklamasına göre, bu dönüşler tamamen gönüllülük esasına dayanıyor. Kimi memleket özlemiyle, kimi de ülkesindeki görece düzelmiş koşullar nedeniyle yola koyulmuş.
Rakamlar Ne Söylüyor?
509 bin 387 kişi... Bu sayıyı zihnimizde canlandırmak gerçekten zor. Neredeyse orta büyüklükte bir şehrin nüfusu kadar insan, hayatlarını toplayıp köklerine dönmüş durumda. İşin ilginç yanı, bu geri dönüşlerin son bir yılda ciddi bir artış göstermesi. Sanki bir şeyler değişmeye başlamış gibi.
Bakanlığın verilerine göre, dönüş yapanların büyük çoğunluğu kendi imkanlarıyla sınır kapılarından geçiş yapmış. Resmi makamlarla koordineli şekilde ilerleyen bu süreç, aslında Türkiye'nin göç yönetimindeki tecrübesini de ortaya koyuyor. Tabii bu arada, hala Türkiye'de yaşamaya devam eden Suriyelilerin sayısının da hatırı sayılır olduğunu unutmamak gerek.
Peki Ya Geride Kalanlar?
Geri dönüş yapan yarım milyondan fazla insanın hikayesi anlatılırken, Türkiye'de kalmaya devam eden Suriyelilerin durumu da merak konusu. Bakan Yerlikaya'nın açıklamaları, bu konuda da bir perspektif sunuyor aslında. Ülkemizdeki Suriyeli nüfusunun hala önemli bir bölümünün geçici koruma statüsü altında yaşamını sürdürdüğünü biliyoruz.
Şöyle bir düşünsenize - on bir yılı aşkın süredir devam eden bu misafirliğin her iki taraf için de kolay olmadığı ortada. Ekonomik, sosyal ve kültürel pek çok zorlukla karşı karşıya kalan hem misafirler hem de ev sahipleri... Belki de bu geri dönüşler, biraz olsun nefes almak anlamına geliyor her iki taraf için de.
Sonuç olarak, Bakan Yerlikaya'nın açıkladığı bu veriler sadece birer rakamdan ibaret değil. Her biri bir hayat hikayesi, her biri umutla ve belki biraz da endişeyle yola çıkmış insanların öyküsü. Ve görünen o ki, bu göç hareketliliği önümüzdeki dönemde de devam edecek gibi duruyor.
