
Son zamanlarda Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde, Türk kökenli vatandaşlara yönelik nefret söylemlerinde ciddi bir artış gözlemleniyor. Sosyal medyadan siyasi söylemlere kadar uzanan bu dalga, adeta bir kabus gibi gurbetçilerin üzerine çökmüş durumda.
Bazı çevreler, ekonomik sıkıntıların ve işsizliğin sorumlusu olarak göçmenleri göstermeye devam ediyor. Oysa ki gerçekler çok farklı! Avrupa'da doğup büyüyen ikinci, hatta üçüncü nesil Türkler, bulundukları ülkelere sayısız katkı sağlıyor.
Nefretin Arkasındaki Gerçekler
Peki bu ani yükselişin sebebi ne? Uzmanlara göre:
- Ekonomik krizlerin yarattığı öfkenin kolay hedeflere yönlendirilmesi
- Aşırı sağ partilerin seçim stratejileri
- Medyanın olayları çarpıtarak sunma eğilimi
- Kültürel farklılıkların yanlış yorumlanması
Berlin'de yaşayan bir gurbetçi, "Artık metroda Türkçe konuşmaktan çekiniyoruz" diyor. Bu sözler, durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Çözüm Yolları
Bu sorunun üstesinden gelmek için:
- Toplumsal diyalog platformları oluşturulmalı
- Medya okuryazarlığı eğitimleri yaygınlaştırılmalı
- Kültürlerarası etkileşimi artıracak projeler desteklenmeli
- Nefret suçlarına karşı yasal yaptırımlar güçlendirilmeli
Unutmayalım ki gurbetçilerimiz, Avrupa ile Türkiye arasında köprü vazifesi görüyor. Onlara yönelik bu nefret söylemleri, aslında hepimizi yaralıyor.