Akdeniz'in soğuk sularında, umuda açılan yolculuk beklenmedik bir tehlikeyle kesişti. Mersin açıklarında -tam da Demirtaş sınırlarında- lastik bir botta ilerleyen 36 kişi, hayatlarının şüphesiz en zor anlarından birini yaşadı.
Sahil Güvenlik Komutanlığı'na düşen bir ihbar, her şeyi değiştirdi. İhbarı alır almaz harekete geçen ekipler, adeta zamanla yarıştı. Denizde sürüklenen bot, içindekilerle birlikte adeta bir saman çöpü gibi savruluyordu.
O anları yaşayan bir tanık olsaydınız, gözlerinize inanamazdınız. Bot, neredeyse batmak üzereydi. İçindeki her bir yolcu -kadın, erkek, çocuk- ölümle burun buruna gelmişti. Ama Sahil Güvenlik'in mürettebatı, inanılmaz bir çabayla onlara ulaşmayı başardı.
Son Anda Gelen Kurtuluş
Operasyon sırasında bot tamamen su almaya başlamıştı. Her şey o kadar hızlı oldu ki, göçmenler kendilerini sudan çekilirken buldular. Sahil Güvenlik botları, onları güvenle karaya çıkardı. Islak, üşümüş, korku dolu... ama hayattaydılar.
Mersin'e ulaştıklarında, sağlık ekipleri onları karşıladı. Hepsi kontrol edildi, tedavi altına alındı. İnanın, o an orada olsaydınız, yüzlerindeki rahatlama ifadesini görmeniz yeterdi. Kim bilir kaç gündür aç, susuz ve korku içindeydiler.
Arka Plandaki Acı Gerçek
Bu olay, aslında çok daha büyük bir sorunun sadece küçük bir yansıması. Her gün onlarca, belki yüzlerce insan benzer teknelerle Akdeniz'i geçmeye çalışıyor. Kimi başarıyor, kimi ise bu yolculuğu hayatıyla ödüyor.
Sahil Güvenlik yetkilileri, son dönemde bu tür operasyonların arttığını söylüyor. İnsan kaçakçıları, göçmenleri adeta ölüme terk edecek lastik botlara bindirmeye devam ediyor. Peki ya sonra? Kurtulanlar şanslı, ama ya kurtulamayanlar?
Bu 36 kişi, belki de hayatlarının ikinci şansını yakaladı. Ama Akdeniz'in derinliklerinde, umuda yolculuğu yarım kalan daha niceleri var...
