
Dünya siyaset sahnesinde yankı uyandıracak bir çıkış geldi. Kolombiya'nın başkanı Gustavo Petro, hiç tereddüt etmeden kelimelerini seçti—ve hedefinde Donald Trump vardı.
Petro'nun söyledikleri, uluslararası diplomasinin o ölçülü dilinden oldukça farklı. "Trump'ın göçmenlere yönelik politikaları," diyor Petro, "tarihin karanlık bir sayfasını hatırlatıyor bana. Hitler'in yaptıklarının tekrarı gibi." Güçlü bir itham bu, hem de ne itham!
Meksika sınırında kurulan kamplar? Petro onlar için "insanlık dışı" ifadesini kullanıyor. Sanki birileri insan onurunu hiçe sayıyor—ve bu durum ona göre kabul edilemez. "Ölüm kamplarına benzetiyorum," diye ekliyor, sesinde öfke ve tiksinti karışımı bir tonla.
Peki Ya ABD'nin Yanıtı?
Beyaz Saray'dan henüz resmi bir açıklama gelmiş değil. Fakat bu tür eleştiriler genellikle ya görmezden geliniyor ya da "iç işlerine müdahale" olarak yorumlanıyor. Trump'ın ekibiyse—tahmin edebileceğiniz gibi—zaten sert göçmen politikalarını savunmaya devam ediyor.
Aslında bu, Petro'nun ilk keskin çıkışı değil. Kendisi, Latin Amerika'da sol görüşün önemli isimlerinden biri olarak tanınıyor. Göçmen hakları konusunda da hep hassas davrandı—hatta bazılarına göre fazlasıyla.
Ancak şunu da unutmamak lazım: Trump'ın göçmen politikaları, özellikle Latin Amerika ülkelerinde zaten büyük tepki topluyor. Petro'nun bu açıklaması, belki de buzdağının görünen kısmı sadece.
Peki ya siz ne düşünüyorsunuz? Bir liderin başka bir ülkenin politikalarını bu denli sert eleştirmesi doğru mu? Yoksa bu tür çıkışlar uluslararası ilişkileri germekten başka işe yaramaz mı?
Sonuç olarak, dünya siyaseti yine hareketli. Kimin ne dediği, kimi eleştirdiği—hepsi birbirine karışmış durumda. Ama şu kesin: Gustavo Petro, sesini duyurmak istedi ve duyurdu da.