İsrail'de işler gerçekten yolunda gitmiyor. Öyle ki, insanlar ülkeyi terk etmek için adeta birbirlerini eziyorlar. Sanki görünmez bir tsunami herkesi sürüklüyor ve bu durum yetkilileri ciddi anlamda endişelendiriyor.
Resmi veriler aslında buzdağının sadece görünen kısmı. Geçen yıl İsrail'den ayrılanların sayısı tahminlerin çok üzerinde. İçişleri Bakanlığı'nın açıkladığı rakamlar bile durumun vahametini gözler önüne seriyor.
Ekonomik Çöküş ve Siyasi Kargaşa
Ekonomi berbattan de beter bir hal almış durumda. Hayat pahalılığı o kadar arttı ki, orta sınıf artık nefes alamıyor. Ev fiyatları tavan yapmış, market alışverişi ise neredeyse lüks sayılır hale gelmiş. İnsanlar 'Burada kalıp da ne yapacağım?' diye soruyor kendine.
Siyaset ise tam bir kaos. Koalisyon hükümeti ayakta durmaya çalışıyor ama sanki bir ayağı çukurda gibi. Gerginlikler, anlaşmazlıklar derken ülke yönetilemez bir hal almış.
Beyin Göçü Alarmı
En kötüsü de eğitimli genç nüfusun kaçışı. Üniversite mezunları, doktorlar, mühendisler - yani ülkenin geleceğini inşa edecek olanlar - bavullarını topluyor. Amerika, Kanada ve Avrupa onlar için yeni umut kapıları olmuş.
Bir ekonomi uzmanının dediği gibi: 'Bu sadece bir nüfus kaybı değil, aynı zamanda bir değer kaybı.' Ülke yıllar içinde yetiştirdiği en parlak zihinleri kaybediyor ve bu durumun telafisi çok zor.
- Yüksek öğrenimli profesyonellerin %40'ı yurtdışına gitmeyi düşünüyor
- Teknoloji sektörü çalışanları arasında bu oran daha da yüksek
- Genç aileler çocuklarının geleceği için alternatif arayışında
İsrail toplumu adeta bir çatırtı sesi duyuyor ama kimse tam olarak neyin kırıldığını söyleyemiyor. Belki de güven duygusu, belki de umut...
Göçün Ardındaki Gerçek Nedenler
İnsanlar neden gidiyor? Aslında cevap basit: Daha iyi bir hayat. Daha iyi iş fırsatları, daha kaliteli eğitim, daha güvenli bir gelecek. Kim istemez ki?
Ancak İsrail özelinde durum daha karmaşık. Ülkenin kuruluş felsefesiyle çelişen bir gerçekle yüzleşiyoruz: 'Toplanan topraklar' şimdi 'dağılan insanlar' ile karşı karşıya.
Gidenlerin çoğu aslında gitmek istemiyor. Doğup büyüdükleri toprakları terk etmek onlar için de zor. Ama mecburiyet - o acımasız gerçek - onları itiyor.
Sonuç olarak, İsrail tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşıyor. Ülke hem dış tehditlerle mücadele ediyor hem de içeriden eriyor. Bu çifte kıskacın sonuçlarını ise zaman gösterecek.