
Beyaz Rusya'nın başkenti Minsk'teyken ani bir rahatsızlık geçiren 54 yaşındaki tır şoförü Yılmaz Eker, tam 69 gün süren tedavi maratonunun ardından nihayet Türkiye'ye döndü. İnsanüstü bir sabırla geçen günler sonunda THY'nin özel seferiyle İstanbul'a ulaştığında, gözyaşlarına boğuldu.
Oğlu Mustafa Eker'in olağanüstü çabaları ve Dışişleri Bakanlığı'nın yoğun diplomasi trafiği sayesinde hayata tutunan Eker, "Artık evimdeyim" derken sesi titriyordu. Adeta bir destana dönüşen bu yolculuk, ailenin azmi ve devletin desteğiyle mutlu sona ulaştı.
Zorlu Süreç ve Oğlunun Fedakarlığı
Mustafa Eker, babasının sağlık durumu kötüleşince hiç tereddüt etmeden yollara düştü. Minsk'e vardığında karşılaştığı manzara içler acısıydı: Babası hastanede, yabancı bir ülkede, yardıma muhtaç haldeydi. İki ay boyunca yılmadan babasının başında nöbet tutan genç adam, "O benim canım babam, onun için her şeyi yaparım" diyor.
Dışişleri Bakanlığı yetkilileri de bu süreçte adeta melekler gibi yetişti. Bürokratik engelleri teker teker aşarak Eker'in Türkiye'ye naklini sağladılar. THY'nin Minsk'e özel bir uçuş düzenlemesi ise işin en kritik noktasıydı.
Duygular Anbean Böyle Yaşandı
İstanbul Havalimanı'na indiği anda Yılmaz Eker'in yüzündeki o tarifsiz ifadeyi kelimelerle anlatmak mümkün değil. Ambulansa bindirilirken, "Vatanım, toprağım" diye mırıldanışı herkesi derinden etkiledi.
Oğlu Mustafa ise babasının yanından bir an olsun ayrılmadı. "Artık güvendeyiz" derken, rahatlamış bir nefes alışı gözlerinden okunuyordu. Bu zorlu sınav, baba-oğul arasındaki bağı daha da güçlendirmişti.
Sağlık ekipleri Eker'i titizlikle kontrol ederek özel ambulansla hastaneye nakletti. Türk doktorların elinde olduğunu bilmek, aileye tarifsiz bir huzur verdi.
Bu olay, yurtdışında zor durumda kalan vatandaşlarımıza devletimizin nasıl sahip çıktığının da bir göstergesi oldu. Diplomasinin insani boyutu bir kez daha ön plana çıktı.