Beyaz Saray'dan gelen son hamle, göçmenlik sisteminde adeta bir deprem etkisi yarattı. Trump yönetimi, perşembe günü devreye soktuğu yeni düzenlemeyle, vize ve daimi ikametgah başvurularında çok daha sıkı bir inceleme sürecini başlattı.
Artık işler eskisi gibi yürümeyecek. Yeni kurala göre, ABD'ye giriş yapmak isteyen her bireyin sosyal medya hesapları, public verileri ve çeşitli platformlardaki beyanları titizlikle taranecek. Peki ama ne aranacak? Cevap net: Amerikan değerlerine ve çıkarlarına aykırı düşen her türlü ifade.
Dışişleri Bakanlığı formlarına eklenen yeni bir madde, başvuru sahiplerinden son beş yıl içinde kullandıkları sosyal medya hesaplarının bilgilerini vermelerini istiyor. Bu, sadece Twitter veya Facebook'la sınırlı değil. Kullanıcıların aktif olduğu tüm platformlar, potansiyel bir inceleme alanı haline geliyor.
Kritik Soru: "ABD'yi Eleştirdiniz Mi?"
Formlardaki en çarpıcı değişiklik, doğrudan şu soruyu içeriyor: "Şimdiye kadar ABD veya hükümetinin herhangi bir politikasını eleştiren görüşler paylaştınız mı?" Bu soruya verilecek cevap, başvurunun kaderini doğrudan etkileyecek.
Homeland Security (DHS) yetkilileri, bu uygulamanın ülke güvenliği için hayati olduğunu savunuyor. "Potansiyel tehditleri erken aşamada tespit etmek zorundayız" diyorlar. Fakat eleştirmenler, bu durumun ifade özgürlüğünü ciddi şekilde kısıtlayacağı görüşünde.
Kimler etkilenecek? Neredeyse herkes. Turist vizesinden çalışma iznine, öğrenci statüsünden yeşil kart başvurularına kadar geniş bir yelpaze bu kapsamda. Özellikle belirli ülkelerden gelen başvuru sahipleri için çok daha katı bir süreç bekleniyor.
Zaten zorlu olan göçmenlik yolculuğu, şimdi öngörülemez bir hal aldı. Bir tweet, years önce paylaşılmış bir gönderi veya katıldığınız bir tartışma, kapıların yüzünüze kapanmasına sebep olabilir. İronik değil mi? 'Özgürlükler ülkesi', kendi eleştirisini bile kaldıramaz hale geliyor.
Bu karar, Trump'ın göçmenlik konusundaki sert çizgisinin bir devamı niteliğinde. Daha önce Müslüman ülkeler için getirilen seyahat yasağı, şimdi çok daha kapsamlı bir dijital denetime dönüşmüş durumda.
Peki ya sonuç? Muhtemelen birçok masum insan, geçmişteki sosyal medya aktiviteleri yüzünden hayallerine veda etmek zorunda kalacak. Öte yandan, Washington yönetimi kendince 'güvenliği' sağlamış olacak. Gerçekten mi? Kim bilir...
