Amerika'daki Gizli Karadeniz Köyü: Yağlıdere'liler Washington'da Nasıl Bir Hayat Kurdu?
Washington'da Gizli Yağlıdere Köyü

Washington DC'nin o meşhur gri bulvarlarından uzakta, kimsenin beklemediği bir yerde minik bir Karadeniz sakini var adeta. Evet, yanlış duymadınız - Amerikan başkentinin tam kalbinde Yağlıdere rüzgarları esiyor!

Giresun'un o yemyeşil yamaçlarından kopup gelen bu insanlar, öyle büyük gürültüler koparmadan, sessiz sedasız kendi dünyalarını kurmuşlar. Kimi 70'lerde gelmiş, kimi daha dün gibi... Ama hepsinin ortak bir noktası var: memleket hasreti.

Pastane Kokuları Arasında Vatan Özlemi

Şehrin en işlek caddelerinden birinde, mütevazı bir pastane. İçeri adımınızı atar atmaz sizi nefis bir tereyağı kokusu karşılıyor. Burası sadece bir işletme değil, adeta bir kültür elçiliği. Müşteriler arasında Türk olmayanlar da var tabii - onlar için belki sadece lezzetli poğaçalar demek ama bizimkiler için çok daha fazlası.

"Burada her sabah Giresun dağlarını hatırlıyorum" diyor işletme sahibi Ahmet Bey, elleri un içinde. O an, sanki zaman duruyor.

İkinci ve Üçüncü Kuşak: İki Kültür Arasında

Asıl ilginç olan, burada doğup büyüyen gençlerin hikayesi. Ana dilleri İngilizce ama evde konuşulan Türkçe'yi de anlıyorlar. Düğünlerde horon teperken, ertesi gün Amerikan futbolu maçına gidiyorlar. İki kültürü harmanlamak hiç de kolay değil aslında.

  • Haftasonu Türk okuluna giden çocuklar
  • Dualarını Türkçe eden dedeler
  • Instagram'da hem Türk hem Amerikan influencer'ları takip eden genç kızlar

Bu sentez bazen komik durumlar da yaratıyor tabii. Mesela, "Thanksgiving" yemeğinde hamsi tava yapmak gibi!

Gurbetin Zorlukları ve Başarı Hikayeleri

Her şey o kadar güllük gülistanlık değil elbette. İlk gelenler dil bilmeden, karla kaplı sokaklarda iş aramışlar. Kimi inşaatlarda çalışmış, kimi temizlikçilik yapmış. Ama şimdi? Şimdi aralarında doktorlar, mühendisler, iş adamları var.

Öyle ki, Washington'daki Türk toplumu içinde Yağlıdere'lilerin ayrı bir yeri olduğu söyleniyor. Belki sayıca çok değiller ama dayanışmaları ve çalışkanlıklarıyla fark yaratıyorlar.

Peki ya vatan özlemi? O hiç bitmiyor. Her fırsatta memlekete gitmeye çalışıyorlar, Giresun'un o mis gibi havasını ciğerlerine çekmek için. Dönüşte bavullar fındık, ev yapımı salça ve elbette vatan toprağıyla dolu oluyor.

Bu hikaye aslında Türk göçmenliğinin tipik bir örneği değil mi? Sessiz, çalışkan, vatanına bağlı... Washington'un kalbinde atan bu küçük Karadeniz köyü, işte tam da bu ruhu yansıtıyor.