İnanması güç ama gerçek. Tam yirmi yıl boyunca kupkuru kalan bir pınar, bir anda hayat buldu. Sanki doğa bize unuttuğumuz bir şeyi hatırlatmak istiyor gibi.
2003 yılında meydana gelen o depremin ardından, Sındırgı'ya bağlı Gölcük köyündeki pınarın suyu çekilmişti. Yerel halk için bu durum adeta bir yas süreci başlatmıştı. Çünkü o pınar sadece bir su kaynağı değil, aynı zamanda köyün hafızası, çocukluk anılarıydı.
Doğanın Sessiz Çığlığı
Geçen süre içinde herkes pınarın artık bir daha akmayacağını düşünmüştü. Ama doğa -ne kadar tahmin edemesek de- kendi takviminde işliyor. Köylülerin "Artık o eski günlere dönemeyiz" dediği bir anda, mucize gerçekleşti.
Pınarın yeniden canlanması, bölge halkında inanılmaz bir sevinç yarattı. Sanki kaybettikleri bir dostları geri dönmüştü. Yaşlı bir köylünün dediği gibi: "Su değil, hayat aktı yeniden."
Bilim Açıklayabilir mi?
Jeologlar bu tür olayları genellikle yer altı su kaynaklarındaki değişimlerle açıklıyor. Ancak tam yirmi yıl sonra gerçekleşen bu canlanma, işin içine biraz da gizem katıyor. Belki de doğa bize sabrın ve umudun ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak istiyor.
Köy sakinleri için bu olay sadece suyun geri dönüşü değil, aynı zamanda kaybettikleri umutların da yeniden filizlenmesi anlamına geliyor. Kim bilir, belki de doğanın bize söylemeye çalıştığı daha nice mesajlar vardır - sadece dinlemeyi bilmiyoruz.
Bu pınarın hikayesi, aslında hepimizin hikayesi. Kaybettiklerimizin geri dönebileceğine, umudun asla tükenmemesi gerektiğine dair sessiz bir hatırlatma. Doğa bazen en güzel dersleri, en beklenmedik şekillerde veriyor.