Görüntüler gerçekten içler acısı. Bursa'da barajlar adeta çölü andırıyor. Evet, yanlış duymadınız - bir zamanlar sularla kaplı olan devasa baraj havzaları şimdilerde kupkuru. İnsan ister istemez 'Acaba bu şehirde su bitecek mi?' diye düşünmeden edemiyor.
Nilüfer Barajı'ndaki durum vahim. Su seviyesi %4.5'e kadar düşmüş durumda. Rakamlar korkutucu ama gerçek. Doğancı Barajı ise %10.7 ile biraz daha iyi görünse de aslında o da tehlike sinyalleri veriyor.
Peki Ya Tüketim?
İşin en çarpıcı yanı şu: Su azalıyor ama tüketim azalmıyor. Aksine, artıyor! BUSKİ'nin verilerine göre kentteki günlük su tüketimi 400 bin metreküpü aşmış durumda. Bu rakam, normalin çok üzerinde.
Şehir adeta bir çılgınlığın içinde. Suyun kıt olduğu günlerde bile insanlar aynı hızla tüketmeye devam ediyor. Sanki hiçbir şey olmamış gibi...
Konserler ve Su Tüketimi
Geçtiğimiz günlerde yapılan açıkhava konserleri ise durumu daha da kötüleştirdi. Binlerce kişinin katıldığı bu etkinliklerde su tüketimi rekor seviyelere ulaştı. İnsan haklı olarak soruyor: 'Su krizi varken bu kadar büyük organizasyonlar yapılmalı mı?'
Yetkililer ise durumun ciddiyetinin farkında. BUSKİ yetkilileri, 'Su tasarrufu artık bir tercih değil, zorunluluk' diyorlar. Ama söylemekle olmuyor, değil mi?
Vatandaş Ne Diyor?
Sokakta konuştuğumuz vatandaşlar endişeli. 'Geçen yıl bu zamanlar durum daha iyiydi' diyor bir esnaf. 'Şimdi her yer toz duman. Barajlara baktıkça içim acıyor.'
Başka bir vatandaş ise daha net konuşuyor: 'Herkes üzerine düşeni yapmalı. Ben artık arabamı yıkamıyorum, bahçeyi sulamıyorum. Küçük tasarruflar birikir de büyür belki.'
Peki Çözüm Ne?
Uzmanlar acil önlem paketi öneriyor:
- Tarımsal sulamada damlama sistemine geçiş
- Şebeke kayıplarının azaltılması
- Vatandaşların bilinçlendirilmesi
- Alternatif su kaynaklarının devreye alınması
Ancak şunu unutmamak lazım - su hayattır. Ve Bursa'nın can damarları kurumak üzere. Eğer bugün harekete geçmezsek, yarın çok geç olabilir. Belki de artık 'su zengini' değil, 'su fakiri' bir ülke olduğumuzu kabul etmenin zamanı geldi.
Son söz: Susuzluk kapıda. Hazır mıyız?