Hani derler ya, 'söz uçar yazı kalır' diye. Ama görünen o ki bazı uluslararası taahhütler ne uçuyor ne de kalıyor - adeta havada asılı kalıyor. Emine Erdoğan tam da bu çarpıcı gerçeğin altını çizdi İstanbul'da düzenlenen Uluslararası Sıfır Atık Forumu'nda.
Bakanlar Oturumu'nda konuşan Erdoğan'ın kelimeleri o kadar netti ki, dinleyen herkesin yüzündeki ifadeyi tahmin edebilirsiniz. "Uluslararası sözleşmelerde verilen taahhütler maalesef yerine getirilmiyor" derken, aslında tüm dünyaya bir ayna tutuyordu adeta.
İklim Krizi Kapımızda, Peki Ya Çözüm?
Şu iklim değişikliği meselesi... Herkes konuşuyor, herkes endişeleniyor ama iş eyleme gelince ortada kimse yok. Emine Erdoğan'ın da dediği gibi, "İklim değişikliği artık uzak bir tehdit olmaktan çıktı, kapımızı çalan somut bir gerçek." Haklı değil mi? Son yıllarda yaşadığımız doğal afetler, mevsimlerin birbirine karışması - bunlar hep bu gerçeğin yansımaları.
Foruma katılan bakanlar ve delegeler ise bu mesajları dikkatle dinliyordu. Kimi not alıyor, kimi başını sallayarak onaylıyordu. Aslında hepimiz biliyoruz ki, dünya olarak bir yol ayrımındayız. Ya sözlerimizi eyleme dönüştüreceğiz ya da gelecek nesillere yaşanması zor bir gezegen bırakacağız.
Sıfır Atık: Türkiye'nin Gurur Projesi
Türkiye'nin Sıfır Atık Projesi işte tam da bu noktada devreye giriyor. Emine Erdoğan'ın himayesinde yürütülen bu proje, aslında küçük adımların büyük değişimler yaratabileceğinin kanıtı. Düşünsenize, bir çöpü ayrıştırmak ne kadar basit görünür değil mi? Ama milyonlarca insan bunu yapmaya başladığında, işte o zaman dağlar yerinden oynuyor.
Foruma ev sahipliği yapan İstanbul ise bu mücadelenin tam kalbinde yer alıyor. Hem Asya hem Avrupa'yı birleştiren bu kadim şehir, şimdi de sürdürülebilir bir gelecek için köprü kuruyor adeta.
Peki ne yapmalı? Belki de ilk adım, her birimizin 'ben ne yapabilirim ki' sorusunu sormaktan vazgeçmesi. Çünkü Emine Erdoğan'ın da altını çizdiği gibi, değişim ancak kolektif bir çabayla mümkün. Uluslararası toplum sözlerini tutmalı, taahhütlerini yerine getirmeli. Yoksa çocuklarımıza bırakacağımız dünya, bugünkünden çok farklı olacak - ve maalesef daha iyiye değil.