Erciyes Dağı'nda bu kış işler hiç de planlandığı gibi gitmedi. Doğa ana adeta bir ironi yaparak, kış turizminin kalbine soğuk bir hançer sapladı. Beklenmedik sıcaklar, o meşhur beyaz örtüyü hızla eritmeye başladı.
Durum vahim. Öyle ki, normalde karla kaplı olması gereken pistler şimdiden yeşile bürünmeye başladı. Kayak işletmecileri, ellerinde bir avuç kar için adeta dua eder haldeler. "Yatırımlarımız boşa gidiyor" diyenlerin sayısı hiç de az değil.
Alacaklılar Kapıda
İşin finansal boyutu ise içler acısı. Gelir bekleyen işletmeler şimdi alacaklıların baskısıyla karşı karşıya. Bankalar, tedarikçiler, hatta çalışanlar... Herkes bir an önce parasını istiyor. Kimi yumuşak bir dille hatırlatıyor, kimi ise doğrudan hukuki yollara başvuracağının sinyallerini veriyor.
Bir işletme sahibi, "Dünyanın en modern tesislerinden birine sahibiz ama doğa ile başa çıkmak mümkün değil" diyor. Sesindeki o hüzün ve endişe karışımı ton, durumun ciddiyetini anlatmaya yetiyor da artıyor bile.
İklim Değişikliğinin Sert Yüzü
Uzmanlar ise olayı çok daha büyük bir resmin parçası olarak görüyor. İklim değişikliği artık sadece bir teori değil; Kayseri'nin ekonomisini doğrudan vuran bir gerçek. Bu yılki erken erime, gelecek için ciddi uyarılar içeriyor.
Peki çözüm ne? Bazıları suni kar üretimine yönelmenin zamanının geldiğini düşünüyor. Diğerleri ise bölge turizmini çeşitlendirmenin, tek bir mevsime bağımlı kalmamanın önemine vurgu yapıyor. Zor günler, akıllı çözümler gerektirir.
Sonuç olarak, Erciyes'te yaşananlar sadece lokal bir sorun değil. İklim krizinin yerel ekonomileri nasıl derinden etkileyebileceğinin çarpıcı bir kanıtı. Alacaklıların talepleri ise bu zorlu tablonun sadece görünen yüzü.
