
Dünya liderleri iklim kriziyle mücadele için bir araya gelirken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi'ndeki konuşması tüm dikkatleri üzerine çekti. Zirvenin belki de en merakla beklenen konuşmacılarından biri olan Erdoğan, Türkiye'nin yeşil dönüşüm yol haritasını tüm detaylarıyla masaya yatırdı.
"Artık dünyamız alarm veriyor" diyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı, iklim değişikliğinin sadece çevresel bir sorun olmadığını, aynı zamanda küresel bir güvenlik meselesi haline geldiğini vurguladı. Öyle ki, bu konuda acil önlem alınmazsa gelecek nesillerin çok daha zorlu bir dünyayla karşı karşıya kalacağını ifade etti.
Türkiye'nin İklim Mücadelesinde Somut Adımlar
Erdoğan'ın açıkladığına göre, Türkiye yenilenebilir enerji yatırımlarında ciddi bir sıçrama yapmayı planlıyor. 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda atılacak adımlar, özellikle güneş ve rüzgar enerjisi alanında yapılacak dev yatırımlarla desteklenecek. Aslına bakarsanız, bu hedefler oldukça iddialı görünüyor - ama imkansız değil.
Peki ya finansman? İşte tam bu noktada Erdoğan'ın vurguladığı en önemli konulardan biri, gelişmiş ülkelerin taahhütlerini yerine getirmesi gerektiği oldu. "Sözler yerine getirilmeli" diyen Cumhurbaşkanı, iklim finansmanı konusunda adil bir dağılımın şart olduğunun altını çizdi.
Küresel İşbirliği Vurgusu
Konuşmanın belki de en çarpıcı yanı, Erdoğan'ın küresel işbirliği çağrısıydı. İklim değişikliğinin sınır tanımadığını belirten Cumhurbaşkanı, "Hiçbir ülke bu mücadelenin dışında kalamaz" mesajını verdi. Bu aslında oldukça doğru - zira iklim kriziyle mücadele ancak kolektif bir çabayla mümkün olabilir.
Türkiye'nin Paris Anlaşması'na taraf olması ve bu doğrultuda ulusal katkı beyanını güncellemesi, aslında ülkenin bu konuda ne kadar ciddi olduğunu gösteriyor. Erdoğan'ın zirvede yaptığı konuşma da, Türkiye'nin iklim liderliği iddiasını pekiştiren nitelikteydi.
Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM İklim Zirvesi'ndeki performansı, Türkiye'nin yeşil dönüşümdeki kararlılığını tüm dünyaya bir kez daha gösterdi. Umalım ki bu sözler, somut eylemlere dönüşsün ve gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakabilelim.