
Güney Asya'da durum gerilimli. Hindistan, aniden baraj kapaklarını açtı ve Pakistan'a doğru tonlarca suyu salıverdi. Bu beklenmedik hareket, zaten zor durumda olan komşu ülkeyi tam bir kaosun eşiğine getirdi.
Yetkililerin ifadesine göre, yaklaşık 110 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kaldı. Kimi eşyalarını toplayabildi, kimi ise elinde avucunda ne varsa bırakıp kaçtı. İnsanların yüzündeki endişe ve belirsizlik, her şeyi anlatıyor aslında.
Nehirler Taştı, Hayat Durdu
Sutlej Nehri'nin seviyesi alarm verici düzeyde yükseldi. Pakistanlı yetkililer, halkı derhal güvenli bölgelere çekilmeleri konusunda uyardı. Pencap eyaletinde durum özellikle kritik. Tahliye çalışmaları tüm hızıyla sürerken, insanlar geçici barınaklara yerleştiriliyor.
Aslında bu, iki ülke arasında imzalanan anlaşmalara aykırı bir durum. Hindistan'ın, su bırakmadan önce Pakistan'ı resmi olarak bilgilendirmesi gerekiyordu. Ama olmadı. Peki neden? İşte orası meçhul.
Uluslararası Anlaşmalar ve Sorumluluklar
1960 yılında imzalanan Indus Su Anlaşması, bu iki komşu ülke arasındaki su paylaşımını düzenliyor. Fakat son gelişmeler, bu uzun soluklu diplomatik düzenlemeyi sorgulatır hale getirdi. Hindistan tarafından yapılan bu ani hareket, uluslararası hukuku ihlal anlamına mı geliyor? Uzmanlar bu sorunun cevabını arıyor.
Pakistanlı yetkililer konuyu araştırıyor. Hindistan'dan gelen resmi bir açıklama bekleniyor. Ancak şu an için herkesin odaklandığı asıl mesele, olası bir sel felaketinin önüne geçmek ve insanları güvende tutmak.
Doğa, bir kez daha insanoğlunun ne kadar kırılgan olduğunu hatırlattı. Ani bir karar, on binlerce hayatı bir anda altüst etmeye yetti. Umarım en kısa sürede sular çekilir ve insanlar evlerine dönebilir.