
Gözler yine Marmara'da! Geçtiğimiz yıllarda kabus gibi çöken ve deniz yaşamını felç eden müsilaj, bu sezon yeniden kendini gösterdi. Balıkçılar ise ellerinde kepçelerle bu iğrenç görüntü karşısında çaresiz.
Bandırma kıyılarında durum hiç iç açıcı değil. Tarihte ilk kez, normalde bereketli avlanma alanları olan bu bölgelerde ağlar neredeyse bomboş çıkıyor. Balıkçıların yüzündeki ifade ise her şeyi anlatıyor: Hayal kırıklığı ve derin bir endişe.
"Bu işin sonu nereye varacak bilmiyoruz"
Yıllardır denizle iç içe yaşayan, geçimini balıkçılıkla sağlayan yerel balıkçılarla konuştuk. Söyledikleri tüyler ürpertici. "Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştik" diyor yaşlı bir balıkçı, sesi titreyerek. "Ağları attığımızda müsilajdan başka bir şey çıkmıyor. Balıklar ya kaçmış ya da ölmüş. Bu yıl umduğumuzu bulamadık, bulamıyoruz."
Peki, neden? Uzmanlara göre sorunun kökeni aynı: Kontrolsüz kirlilik, arıtmasız deşarjlar ve iklim değişikliğinin tetiklediği su sıcaklığı artışı. Marmara, adeta boğuluyor. Deniz, aşırı besin yüküne daha fazla dayanamıyor ve müsilaj olarak isyan ediyor.
Gelecek nesiller için endişe büyük
Aslında mesele sadece bu sezonun kötü geçmesi değil. Kimse gelecekten emin değil. Balıkçı aileleri, çocuklarının bu mesleği sürdürüp sürdüremeyeceğini düşünmeye başladı bile. Deniz dibinde biriken yapışkan madde, sadece bugünü değil, yarınları da tehdit ediyor.
Yetkililer ise bir dizi önlem aldıklarını söylüyor ama sahada hissedilen değişim pek yok. Acil ve etkili çözümler üretilmezse, Marmara'nın bu kabustan kurtulması zor görünüyor. Unutmayalım, denizlerimiz sadece balıkçıların değil, hepimizin geleceği.