Hani derler ya, 'dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık' diye... İşte tam da bu bilinçle, Emine Erdoğan'ın himayesinde gerçekleşen 4. Sıfır Atık Forumu, İstanbul'u dünyanın sıfır atık başkenti yapma yolunda önemli adımlar attı.
Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen etkinlikte konuşan Emine Hanım -ki kendisi bu işe gönlünü koymuş durumda- şunları söyledi: "İstanbul'u sıfır atığın başkenti yapacağız. Bu sadece bir hedef değil, şehrin geleceği için bir zorunluluk." Gerçekten de, nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde İstanbul'un başarısı tüm Türkiye için dönüm noktası olabilir.
Rakamlar Konuşuyor: İnanılmaz Başarı Hikayesi
Foruma damga vuran açıklamalardan biri de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki'den geldi. Bakan, sıfır atık projesi sayesinde 700 milyon ton atığın ekonomiye kazandırıldığını açıkladı. Bu rakamı bir düşünün - neredeyse akıl almaz bir miktar!
- 105 milyar liralık ekonomik kazanç sağlandı
- 700 milyon ton atık geri kazanıldı
- 5 milyon ton sera gazı salınımı engellendi
- 350 milyon ağaç kurtarıldı
Bu sayılar öylesine etkileyici ki, insan 'acaba yanlış mı duyuyorum' diye düşünmeden edemiyor. Ama gerçek - hem de çevre için oldukça umut verici bir gerçek.
Küresel Boyutta Bir Hareket
Foruma 41 ülkeden temsilcilerin katılması da meselenin artık yerel değil, küresel bir boyut kazandığını gösteriyor. Emine Erdoğan'ın dediği gibi, "Sıfır atık artık bir tercih değil, zorunluluk." Ve İstanbul bu zorunluluğu fırsata çevirmek için ciddi adımlar atıyor.
Aslında düşününce... Biz insanlar doğaya ne kadar da çok yük oluyoruz değil mi? Ama bu projeler gösteriyor ki, doğayla uyum içinde yaşamak mümkün. Yeter ki isteyelim.
Foruma katılan uzmanların da vurguladığı gibi, atık yönetimi artık sadece çöp toplamaktan ibaret değil. Tam anlamıyla bir döngüsel ekonomi modeli gerekiyor - ki Türkiye bu konuda ciddi mesafe kat etmiş durumda.
Sonuç olarak, İstanbul'un sıfır atık başkenti olma yolundaki bu kararlılık, sadece çevreciler için değil, hepimiz için umut verici. Çünkü temiz bir çevre, hepimizin ortak geleceği demek.