Su Kirliliği Yönetmeliği'nde Devrim Gibi Değişiklik: Atık Sular Artık Daha Sıkı Denetim Altında!
Su Kirliliği Yönetmeliği'nde Dev Değişiklik

Tam da iklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissettiğimiz şu günlerde, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'ndan kritik bir hamle geldi. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği'nde yapılan köklü değişiklikler, adeta bir devrim niteliğinde.

Eskiden -dürüst olalım- göz yumulan pek çok uygulama artık tarih oluyor. Yeni düzenlemeyle birlikte atık suların alıcı ortamlara deşarjında çok daha sıkı kurallar devreye giriyor. Kim demiş çevre politikalarında ciddi değişim olmaz diye?

Peki Nedir Bu Yeni Kurallar?

Öncelikle şunu söylemeliyim: Bu değişiklik sadece kağıt üzerinde kalan bir güncelleme değil. Gerçekten uygulanabilir, takip edilebilir ve -en önemlisi- denetlenebilir maddeler içeriyor.

  • Atık su deşarj standartları artık çok daha katı. Sanayi tesisleri için getirilen yeni limit değerler, neredeyse %40 daha sıkı hale geldi.
  • Deşarj izin süreçleri yeniden düzenlendi. Eskiden kolayca alınan izinler artık çok daha detaylı incelemeler sonucu verilecek.
  • Kirlilik parametrelerine yeni maddeler eklendi. Özellikle mikro kirleticiler ve ağır metaller konusunda getirilen sınırlamalar oldukça dikkat çekici.

Aslında düşününce, bu değişiklikler çok geç kalınmış düzenlemeler. Ama neyse ki sonunda harekete geçildi.

Denetim Mekanizmaları Güçlendiriliyor

İşin en can alıcı noktası burası bence. Çünkü ne kadar sıkı kural koyarsanız koyun, denetim yoksa hiçbir anlamı kalmıyor.

Bakanlık bu konuda da önemli adımlar atmış. Online izleme sistemleri zorunlu hale getiriliyor, anlık veri takibi mümkün olacak. Ayrıca denetim ekiplerinin yetkileri genişletiliyor ve cezai yaptırımlar artırılıyor.

Şahsen, bu denetim mekanizmalarının etkin şekilde uygulanacağını umuyorum. Yoksa -maalesef- kağıt üzerinde güzel görünen pek çok düzenleme uygulamada sıkıntı yaşıyor.

Yerel Yönetimlere de Sorumluluk Düşüyor

Belediyelerin bu konuda üzerine düşen görevler de oldukça netleştirilmiş. Atık su arıtma tesislerinin modernizasyonu ve kapasite artırımı için belirli bir süre tanınmış.

Yerel yönetimlerin bu konuda ne kadar istekli olacağını zaman gösterecek. Ama şunu söyleyebilirim ki, vatandaşlar olarak bizler de takipçi olmalıyız.

Sonuçta temiz su, hepimizin meselesi. Gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakma sorumluluğumuz var.

Bu yönetmelik değişikliği, işte tam da bu sorumluluğun bir yansıması. Umarım gereken önem verilir ve etkili şekilde uygulanır.