Dünya ısınıyor, mevsimler şaşırıyor ve biz insanlık olarak -açıkçası- bu gidişata dur demekte biraz geç kaldık sanki. Ama artık harekete geçme zamanı! Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, tam da bu noktada çok kritik bir açıklamayla karşımıza çıktı.
"Yeşil Vatan Seferberliği" diye bir şey duydunuz mu? Duymadıysanız, bundan sonra çok sık duyacaksınız. Çünkü bu, Türkiye'nin çevre ve iklim politikalarında adeta bir milat olacak.
Orman Yangınlarına Karşı Köklü Çözüm
Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız o korkunç orman yangınları hâlâ hafızalarımızda taze. Kimimiz sahillerden alevleri izledik, kimimiz sosyal medyada yardım çağrıları yaptık. İşte bu seferberlik, bir daha böyle acılar yaşamayalım diye tasarlandı.
Erdoğan'ın dediğine göre artık işler eskisi gibi yürümeyecek. Yangın önleme sistemleri tamamen yenilenecek, erken uyarı teknolojileri en üst düzeye çıkarılacak. Yangın söndürme ekipleri -inanın- neredeyse ışık hızında müdahale edebilecek kapasiteye kavuşacak.
Sadece Ağaç Dikmekle Bitmiyor
Bu iş sadece "hadi ağaç dikelim" demekten çok daha öteye gidiyor. Bana kalırsa en önemli kısmı da burası. Seferberlik kapsamında:
- Atık yönetiminde devrim niteliğinde değişiklikler
- Enerji verimliliğini artıracak akıllı sistemler
- Su kaynaklarının korunması için yeni stratejiler
- Kirlilikle mücadelede daha agresif yöntemler
hayata geçirilecek. Yani topyekün bir mücadele başlıyor.
Aslında düşününce, bu tür projeler çok daha önce başlatılmalıydı belki de. Ama geç olması hiç olmamasından iyidir, değil mi?
Vatandaşlara da Görev Düşüyor
Burada iş sadece devlete kalmıyor tabii. Cumhurbaşkanı'nın da vurguladığı gibi, her bir vatandaşın bu seferberlikte rolü var. Mesela:
- Ormanlarda daha dikkatli olmak
- Geri dönüşüme aktif katılmak
- Su ve enerji israfından kaçınmak
- Çevre dostu ürünleri tercih etmek
gibi basit ama etkili adımlarla herkes katkı sağlayabilir. Bence en güzel yanı da bu - herkesin yapabileceği bir şeyler var.
Sonuç olarak, Türkiye'nin çevre konusunda attığı bu büyük adım gerçekten takdire şayan. Umarım sadece güzel sözler olarak kalmaz ve somut sonuçlarını hep birlikte görürüz. Çünkü dünya hepimizin ve ona iyi bakmak zorundayız - başka seçeneğimiz yok!