Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2025 yılı boyunca hayata geçirdiği kapsamlı projelerle Türkiye'nin kültürel mirasını koruma, görünür kılma ve toplumla buluşturma konusunda önemli bir vizyon ortaya koydu. Müzelerden kazı alanlarına, arkeolojik keşiflerden sergilere uzanan geniş bir yelpazedeki çalışmalar, yılı kültürel üretim açısından iz bırakan bir döneme dönüştürdü.
Geleceğe Miras Projesi ile Yeni Bir Dönem
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yılın değerlendirmesini yaparak, "2025 yılında kültür, sanat ve turizm alanında sadece çalışmadık; kalıcı izler bıraktık" ifadelerini kullandı. Bakan Ersoy, müzelerden kazı alanlarına kadar geniş bir alanda, kültürel mirası koruyan ve toplumla buluşturan bir anlayışla hareket ettiklerini vurguladı. Ersoy, Geleceğe Miras Projesi ile arkeolojide yeni bir dönemin kapılarını araladıklarını da sözlerine ekledi.
Bakan Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımla, söz konusu proje kapsamında gün yüzüne çıkarılan 2025 yılının en dikkat çekici 10 buluntusunu kamuoyu ile paylaştı. Bu paylaşım, kültür ve tarih meraklılarından büyük ilgi gördü.
Müzeler Yaşayan Kültür Alanlarına Dönüştü
2025 yılı, Türkiye genelindeki müzeler ve örenyerlerinde ziyaretçi deneyimini güçlendiren ve kültürel mirası daha görünür kılan bir yıl olarak kayıtlara geçti. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen çalışmalar sayesinde, sergileme anlayışından mekansal düzenlemelere, dijital anlatım araçlarından bilgilendirme sistemlerine kadar birçok alanda yenilikçi uygulamalar hayata geçirildi.
Atılan bu adımlar, ziyaretçilerin kültürel mirasla daha güçlü bir bağ kurmasını sağlarken, müzeleri yalnızca birer sergi mekanı olmaktan çıkararak yaşayan kültür alanlarına dönüştürdü.
2025 Yılının En Çarpıcı 10 Arkeolojik Buluntusu
Geleceğe Miras Projesi kapsamında, farklı dönemlere ve medeniyetlere ışık tutan çok sayıda önemli eser gün yüzüne çıkarıldı. İşte 2025 kazılarında öne çıkan, tarihe yeniden bakmamızı sağlayan o 10 dikkat çekici buluntu:
- Amastris (Bartın): Yunan mitolojisinin ender tasvirlerinden biri olan gülümseyen Medusa figürü keşfedildi.
- Tavşanlı Höyük (Kütahya): 4.500 yıllık Tunç Çağı idolleri, Batı Anadolu'nun erken yerleşim tarihine dair önemli bilgiler sundu.
- Efes (İzmir): Üzerinde Mısır tanrısı Serapis kabartması bulunan pişmiş toprak bir tütsü kabı bulundu.
- Troya (Çanakkale): Kazılarda, 4.500 yıllık altın halkalı bir broş ve nadir bir yeşim taşı ortaya çıkarıldı.
- Topraktepe / Eirenopolis (Karaman): Üzerinde yazıt ve Hz. İsa tasviri bulunan 1.300 yıllık bir ekmek, erken Hristiyanlık dönemine dair benzersiz bir buluntu olarak kayıtlara geçti.
- Kibyra (Burdur): Roma İmparatoru Hadrianus'a ait, 2,20 metre yüksekliğinde zırhlı mermer bir heykel gün yüzüne çıkarıldı.
- Datça Batığı (Muğla): 17. yüzyıl Osmanlı batığında, silahlar, Çin porselenleri ve günlük yaşam eşyalarına ulaşıldı.
- Amos (Muğla): Yeni Asur Dönemi'ne ait, tanrıça İştar betimli gümüş bir kolye keşfedildi.
- Taş Tepeler (Şanlıurfa): Çanak Çömleksiz Neolitik Dönem'e ait insan yüzlü dikilitaşlar, heykeller ve ritüel bulgular elde edildi.
- Kevenli Kalesi (Van): Urartu dönemine ait, çivi yazılı 76 pithos (küp) gün yüzüne çıkarıldı.
Bu olağanüstü keşifler, Anadolu topraklarının binlerce yıllık tarihsel derinliğini ve kültürel zenginliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın 2025 vizyonu, bu paha biçilmez mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması yönünde atılmış somut adımları temsil ediyor.
