Van Gölü'nün masmavi sularında adeta bir inci gibi parlayan Akdamar Adası, artık resmi olarak arkeolojik sit alanı statüsüne kavuştu. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yaptığı son değerlendirmeler sonucunda, adanın eşsiz tarihi dokusu ve kültürel mirası koruma altına alındı.
Kim bilir kaç yüzyıldır gölün sularına yansıyan hikayeleriyle büyüleyen bu ada, özellikle Ermeni mimarisinin nadide örneklerinden biri olan Akdamar Kilisesi'yle ünlü. 10. yüzyıldan kalma bu yapı, adeta taşlara işlenmiş bir tarih kitabı gibi.
Taşların Diliyle Konuşan Bir Miras
Kilisenin duvarlarındaki kabartmalar, İncil'den sahneleri anlatıyor âdeta. Davut'un Golyat'la mücadelesinden Yunus'un balığın karnındaki macerasına kadar... Her bir detay, ustalıkla işlenmiş. Şimdi bu eşsiz miras, daha güvende olacak.
Bölgede çalışan arkeologlar, kararın son derece isabetli olduğunu düşünüyor. "Bu adada her taşın altından yeni bir tarih fışkırıyor" diyen uzmanlar, koruma statüsünün gelecek nesillere aktarım için kritik olduğunu vurguluyor.
Turizme Katkısı Büyük Olacak
Van'ın turizm potansiyeli göz önüne alındığında, bu kararın bölge ekonomisine de katkı sağlaması bekleniyor. Yerel esnaf, ziyaretçi sayısının artacağından oldukça umutlu. "Artık daha çok insan bu güzelliği görmeye gelecek" diyor bir çay bahçesi işletmecisi.
Ada, yaz aylarında teknelerle ulaşılabilirken, kışın da etkileyici bir görüntü sunuyor. Özellikle gün batımında, kilisenin göl sularına yansıyan silueti, fotoğraf tutkunları için eşsiz kareler sunuyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, koruma çalışmalarının titizlikle yürütüleceğini belirtirken, ziyaretçilerin de bu tarihi dokuyu özenle korumasını rica ediyor. Van'ın bu saklı hazinesi, artık resmi olarak gelecek nesillere aktarılacak bir miras olarak kayıtlara geçti.
