Suriye'nin Başkenti Şam'da İslam Alimi Muhammed Emin Saraç Anıldı: Anlamlı Tören
Şam'da Muhammed Emin Saraç Anma Töreni

Şam'da dün akşamüstü... Hava hafiften serinlemeye başlarken, şehrin kadim sokaklarında ilim ve irfan kokan bir buluşma yaşandı. Türkiye'den kalkıp gelen bir grup ilim dostu, vefatının ardından yıllar geçse de unutulmayan isim, Muhammed Emin Saraç Hoca'yı anmak için bir araya geldi. Mekân, Şam Üniversitesi'nin tarihi duvarları arasındaki bir salondu. Kalabalık, beklenenden de fazlaydı.

Salonu dolduranlar arasında -neredeyse- her yaştan insan vardı. Genç ilim talebelerinin gözlerindeki heyecan, yaşlı hocaların yüzündeki tebessümle buluştu. Program, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Okuyan ses o kadar huzur vericiydi ki, salondaki uğultu anında kesildi, yerini derin bir sükûnete bıraktı.

Bir Ömre Sığan İlim Yolculuğu

Konuşmacılardan biri, Saraç Hoca'nın sadece bir hoca olmadığını, adeta yürüyen bir kütüphane gibi olduğunu söyledi. "Onun sohbetleri," diye ekledi, "sadece bilgi aktarmazdı; insanın kalbine işler, ruhuna dokunurdu." Gerçekten de, hayatını ilme adayan bir insanın mirası, kitaplardan çok daha öteye uzanıyor. Saraç Hoca'nın yetiştirdiği yüzlerce talebe, şimdi dünyanın dört bir yanında aynı ışığı yaymaya devam ediyor.

Suriye'den katılan bir akademisyen ise konuşmasında, "Böyle değerli şahsiyetler," dedi, "coğrafyaların sınırlarını aşar. Onların mirası, tüm İslam aleminin ortak hazinesidir." Bu sözler, salondakiler tarafından derin bir sessizlik ve baş sallamalarla onaylandı. İlim, gerçekten de milletleri birleştiren en güçlü bağlardan biri değil mi zaten?

Sadece Bir Anma Değil, Bir Yeniden Bağlanış

Tören, geleneksel dualar ve Fatihalarla son buldu. Ama insanlar dağılmak istemiyor gibiydi. Koridorlarda küçük gruplar halinde toplanıp, Saraç Hoca'dan hatıralar anlatmaya, onun tavsiyelerini paylaşmaya devam ettiler. Bu manzara, aslında yapılan şeyin sıradan bir anma töreninden çok daha ötesi olduğunu gösteriyordu. Adeta, geçmişle gelecek arasında kurulan canlı bir köprüydü.

Şam'da düzenlenen bu anlamlı buluşma, bir alimin ardından sadece hüzünle değil, minnet ve umutla bakılabileceğinin de bir kanıtı oldu. Muhammed Emin Saraç gibi isimler, aramızdan ayrılsalar bile, bıraktıkları ilim ve sevgi mirasıyla hep yaşayacaklar. Ve işte bu, belki de onlara duyabileceğimiz en büyük saygı.