
Londra'nın sokakları yine sanat dünyasını ikiye bölen bir olaya sahne oldu. Ünlü sokak sanatçısı Banksy'nin Finsbury Park'taki yeni eseri, tam da hayranları onu keşfetmeye başlamışken... karanlığa gömüldü. İşin ilginç yanı? Bunu yapan, eseri korumakla yükümlü olan yerel yönetimin ta kendisi.
Olay şöyle gelişti: Banksy, pazartesi sabahı sosyal medya hesabından bir ağacın üzerine yeşil boyayla yapılmış bir şablon resim paylaştı. Hemen ardından, bu gizemli eserin North London'daki bir sokakta olduğu anlaşıldı. İnsanlar akın akın görmeye gitti. Fotoğraf çektirdi. Sanatın o anlık, saf heyecanını yaşadılar.
Ama sonra? Her şey bir gecede değişti.
Islington Belediyesi, aniden harekete geçti ve devreye girdi. Ertesi sabah, Banksy'nin eserinin olduğu duvarın tamamen siyaha boyanmış olduğu görüldü. Görenler şok oldu! Bu bir sansür müydü, yoksa kötü niyetli kişilerden korumak için alınmış acımasız bir önlem mi?
Belediye, yaptığı açıklamada bunun bir "koruma" önlemi olduğunu iddia etti. Meğerse, Banksy'nin orijinal eserinin üzerine başka grafitiler yapılmaya başlanmış. Belediye, eseri daha fazla zarar görmekten korumak için – ironik bir şekilde – onu tamamen kapatma kararı almış. Yani, onu kaybetmemek için yok etmeyi seçmişlerdi. Oldukça tartışmalı bir mantık, değil mi?
Sanat eleştirmenleri ve sokak sanatı savunucuları ise bu kararı oldukça sert bir dille eleştirdi. Birçoğu, bunun tarihi bir hataya dönüşebileceğini söylüyor. Sonuçta bu, dünyanın en ünlü ve en gizemli sanatçısının bir eseri. Paha biçilemez bir değere sahip. Onun yerine, eseri şeffaf bir koruyucu panel ile kaplamak gibi çok daha iyi alternatifler varken, neden böyle radikal bir yol seçildi? Kimse tam olarak anlamış değil.
O bölgede yaşayanlar ise ikiye bölünmüş durumda. Bazıları belediyenin kararını destekliyor; "Zaten etraf çöp içindeydi, düzeltilmesi iyi oldu" diyor. Diğerleri ise öfkeli; "Bu bir sanat suçudur" diye haykırıyor. Tartışma sosyal medyada da alevlenmiş durumda. #FreeBanksy etiketi trend oluyor.
Peki ya Banksy? Olan bitenlere ne diyor? Cevap: Hiçbir şey. Her zamanki gibi sessizliğini koruyor. Belki de bu sessizlik, onun en anlamlı yorumudur. Sonuçta, sanat eserine yapılan bu müdahale, belki de Banksy'nin eleştirdiği bürokrasi ve sansürün ta kendisini gösteren canlı bir performans sanatına dönüştü.
Bir düşünün: Sanatı korumak uğruna onu yok etmek... Ne kadar trajikomik bir çelişki değil mi?