Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) öğretim üyesi Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, Kazakistan'da bir köy müzesinde sergilenen ve üzerindeki yazılar daha önce çözülemeyen bir taş buluntunun, Oğuz Türklerine ait bir yazıt olduğunu tespit etti. Bu önemli keşif, Oğuzca'nın yazılı dil olarak kullanım tarihini İslamiyet öncesine taşıyarak Türk tarihi araştırmalarında yeni bir sayfa açtı.
Bir Köy Müzesinde Tarihi Keşif
Doç. Dr. Hayrettin İhsan Erkoç, Ağustos 2025'te Ahmet Yesevi Üniversitesi öğrencisi Alparslan Kavaklı'nın rehberliğinde, Kazakistan'ın Türkistan kentine bağlı Orangay köyündeki bir ortaokulda bulunan yerel müzeyi ziyaret etti. Eski bir Oğuz yerleşimi olan Kültepe'ye yapılan bu gezide, müzedeki diğer çanak çömleklerin yanında sergilenen beyaz renkli bir kireç taşı dikkatini çekti.
Erkoç, "Masa üzerinde duruyordu ve hiçbir bilgilendirme levhası yoktu. Baktığımızda üzerinde Göktürk veya eski Türk yazısı olduğunu gördük. Ne olduğunu sorduğumuzda 'bilgimiz yok' dediler" ifadelerini kullandı. Taşın üzerinde tek satırlık bir yazı ve bir damga benzeri işaret bulunuyordu.
Yazıtın Sırrı ve Akademik Çalışma
Yazıtın fotoğrafını çeken Erkoç, Kazakistan'daki meslektaşlarına danıştı. Taşın, bölgede yaklaşık 30 yıl önce bulunduğu ve Türkistan şehrine analiz için gönderildiği, ancak bir sonuç alınamadığı ve bilimsel yayının yapılmadığı öğrenildi. Erkoç yaptığı kapsamlı literatür taramasında da yazıtın daha önce hiçbir akademik çalışmaya konu olmadığını belirledi.
Uzmanlardan destek alarak yazıyı inceleyen Erkoç, söz konusu yazının Oğuzca olduğunu ortaya koydu. Bu tespit, mevcut literatürde 13. yüzyıldan önce yazı dili olmadığı söylenen Oğuzca için çığır açıcı nitelikteydi. Erkoç, "Bu buluntuyla Oğuzca'nın İslamiyet'ten önce de bir yazı dili olduğu, Göktürkler'in ve Uygurlar'ın kullandığı 'Türk runik' yazısını kullandıkları kanıtlanmış oldu" dedi.
"Hazar Hanı'nın Kulu" ve Tarihi İlişkiler
Yazıtın çözümü sırasında zorlandıklarını belirten Erkoç, metnin çok kısa olduğunu ve bir harfin karşılığını hiçbir yerde bulamadıklarını, tahmin yürüttüklerini söyledi. Eski Türk yazıtları uzmanı Prof. Dr. Erhan Aydın'dan da destek aldıklarını aktardı.
Tahminlere göre yazıtta "Kazar Kan Kul" yani "Hazar Hanı'nın Kulu" gibi bir ifadenin yer alabileceğini ifade eden Erkoç, "Eğer gerçekten böyle bir şey yazıyorsa, Oğuzlar ile batı komşuları olan Hazarlar arasındaki ilişkileri de işaret ediyor olabilir. Muhtemelen Hazar Devleti'ne gidip gelmiş bir Oğuz tarafından yazılmış olabilir" değerlendirmesinde bulundu.
Yazıtın altındaki damganın ise Oğuz boylarından üçünün kullandığı damgaya benzediğini veya yerleşimin yanından akan bir akarsuyu işaret edebileceğini sözlerine ekledi.
Tarih Yeniden Yazılıyor
Doç. Dr. Erkoç, bu araştırmasına dair makalenin hakemli bir dergide yayınlandığını ve büyük ilgi gördüğünü belirtti. Keşfin önemini şu sözlerle vurguladı: "Hem Oğuzlar'ın kültür tarihi üzerine yeni bir buluntu ortaya koyduk hem de Oğuzca'nın yazı dili olması tarihini birkaç yüzyıl geriye çektik."
Ayrıca, bölgede 1960'lı yıllardan itibaren bulunmuş diğer Türk yazıtlarının da Oğuzlar'a ait olabileceği önerisinde bulundu. İslam coğrafya eserlerinden bilindiği üzere bu bölgenin Oğuz coğrafyası olduğunu hatırlatarak, bu keşfin bölgedeki diğer yazıtların kimliğinin yeniden değerlendirilmesi için kapı araladığını ifade etti.