
19 Mayıs 1919'da Samsun'a ayak basan Mustafa Kemal Paşa'nın o ilk adımı, aslında bir milletin kaderini değiştirecek büyük bir yangının kıvılcımıydı. İmparatorluğun enkazı üzerinde yükselen bir direnişin başlangıcı...
İşgal Yılları: Milletin Karanlık Günleri
Mondros Mütarekesi'ni takip eden günler adeta bir kabustu. İtilaf Devletleri'nin donanmaları İstanbul sularında demirlemiş, Yunan birlikleri İzmir'e çıkarma yapmıştı. Anadolu'nun dört bir yanı işgal altındaydı ve herkes aynı soruyu soruyordu: "Şimdi ne olacak?"
Osmanlı hükümeti çaresizdi - halk ise öfke dolu. İşte tam da bu umutsuzluk ortamında, Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a çıkışı her şeyi değiştirecekti.
Kongreler ve Direnişin Örgütlenmesi
Amasya Genelgesi'yle "milletin istiklalini yine milletin azim ve kararının kurtaracağını" ilan eden Mustafa Kemal, Erzurum ve Sivas Kongreleri'yle bu direnişi örgütlü bir harekete dönüştürdü. Ankara'da açılan TBMM ise artık bu mücadelenin tek meşru temsilcisiydi.
Cepheler: Vatanın Dört Bir Yanında Mücadele
- Doğu Cephesi: Ermeni çetelerine karşı verilen mücadele Kâzım Karabekir Paşa komutasında zaferle sonuçlandı
- Güney Cephesi: Fransız ve Ermeni birliklerine karşı halkın direnişi - Adana, Maraş, Antep ve Urfa'nın destansı savunması
- Batı Cephesi: Yunan işgaline karşı verilen asıl büyük mücadelenin yürütüldüğü cephe
Dönüm Noktaları: Sakarya'dan Büyük Taarruz'a
Sakarya Meydan Muharebesi... 22 gün 22 gece süren o korkunç çarpışmalar. Mustafa Kemal'in "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır" emriyle tarihe geçen savaş. Türk ordusunun zaferiyle sonuçlanınca, TBMM Mustafa Kemal'e "Gazi" unvanı ve "Mareşal" rütbesi verdi.
Ve nihayet 26 Ağustos 1922 sabahı... Kocatepe'de topçu ateşiyle başlayan Büyük Taarruz. "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emriyle tarih yazılıyordu. 30 Ağustos'taki Başkomutanlık Meydan Muharebesi'yle Yunan ordusu tamamen dağıtıldı. 9 Eylül'de İzmir'e girilmesiyle işgal resmen sona erdi.
Lozan: Zaferin Diplomasi Masasında Taçlandırılması
24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması, yeni Türk devletinin uluslararası alanda tanınmasını sağladı. Sevr Antlaşması'nın dayattığı tüm hükümler tarihin çöp sepetine atılmıştı artık.
Sonuçlar: Yeniden Doğuşun Bedeli ve Kazanımları
Bu destansı mücadelenin bedeli ağırdı: Binlerce şehit, harabeye dönmüş şehirler, yokluk içinde bir halk. Ama kazanılanlar paha biçilemezdi: Tam bağımsız, modern bir Türk devletinin kuruluşu. Saltanatın kaldırılması, cumhuriyetin ilanı, hilafetin sona erdirilmesi...
Kurtuluş Savaşı sadece bir askeri zafer değil, aynı zamanda bir varoluş mücadelesiydi. Ve bugünkü Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini atan o ateşten günlerin hikâyesi, nesilden nesile aktarılmaya devam edecek.