Nemrut Dağı: Dünyanın 8. Harikası mı? İşte Gizemli Tepede Saklı Kalanlar!
Nemrut: Dünyanın Sekizinci Harikası?

Dünyanın yedi harikasını bilmeyen yoktur. Peki ya sekizincisi? İşte burası öyle bir yer ki, insanı ilk bakışta büyülüyor. Nemrut Dağı… Adıyaman’ın göğe uzanan gizemli tepesi. Kimileri için bir dağ, kimileri için ise tarihin taşa işlenmiş bir destanı.

Aslında hikaye, Kommagene Krallığı’nın hükümdarı I. Antiochos’a dayanıyor. MÖ 1. yüzyılda, bu kral, tanrılara ve atalarına olan minnetini göstermek için devasa bir kutsal alan inşa ettirmiş. Ve işte o anıt mezar ve heykeller, bugün hâlâ orada, dimdik ayakta.

Heykelden Çok, Bir Rüya Gibi

Nemrut’a çıktığınızda sizi devasa kireçtaşı heykeller karşılıyor. Apollo, Zeus, Herakles, Tyche ve tabii ki Kral Antiochos. Her biri 8-10 metre boyunda. İnsanın aklını başından alan bir işçilik. Hele bir de gün doğumu veya batımında oradaysanız… Güneşin ışığı heykellere vurduğunda, taşlar adeta dile geliyor. İnsan “Acaba tanrılar mı konuşuyor?” diye düşünmeden edemiyor.

Aslında buranın en çarpıcı yanı, sadece heykeller değil. Tümülüs denilen yapay tepe, 50 metre yüksekliğinde ve 150 metre çapında. Kralın mezarı olduğu düşünülüyor ama hâlâ keşfedilmemiş sırlarla dolu. Kazılar devam ettikçe yeni şeyler öğreniyoruz. Belki de bir gün, tüm gizemi çözülecek.

Peki Neden “Sekizinci Harika”?

Dünyanın yedi harikası listesine girememiş olsa da, Nemrut Dağı için “sekizinci harika” denmesi boşuna değil. İnsan eliyle yapılmış, ama tanrısal bir dokunuşla bezenmiş. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alması da bunun bir kanıtı aslında. Her yıl binlerce insan, bu büyüleyici atmosferi solumak için Adıyaman’a akın ediyor.

Gidenler bilir; Nemrut’a tırmanmak kolay değil. Yol uzun, hava soğuk. Ama o tepede güneşin doğuşunu izlediğinizde, tüm yorgunluğunuz unutuluyor. Adeta zaman duruyor. İnsan kendini hem tarihin derinliklerinde, hem de gökyüzünün kucağında hissediyor.

Belki de Nemrut’un en büyük sırrı budur: İnsana, hem geçmişi hem de evrenin büyüklüğünü aynı anda hatırlatmak. Kesinlikle görülmeye değer. Hatta diyebilirim ki, ölmeden önce görülecek yerler listesine eklenmeli.