Tarih kitaplarında sıklıkla karanlık çağlar olarak anılan Orta Çağ dönemi, hijyen alışkanlıkları konusunda pek çok yanlış bilgiye sahne oluyor. Yaygın inanışın aksine, bu dönemde insanlar temizliğe tamamen kayıtsız değillerdi. Ancak dönemin tıbbi anlayışı ve sosyal normları, günümüzdeki temizlik algısından oldukça farklı bir tablo çiziyordu.
Sabunun İlginç Kullanım Alanları
Orta Çağ'da sabun kesinlikle bilinen ve üretilen bir maddedir. Ancak günümüzdeki gibi kişisel temizlik için değil, daha çok tekstil ürünlerinin temizliğinde kullanılıyordu. Hayvan yağları, odun külü ve kireç gibi maddelerin karışımından elde edilen sabun, insan cildi için oldukça sert ve tahriş ediciydi.
Bu dönemde "yumuşak sabun" olarak adlandırılan tür dahi, öncelikle keten çamaşırların yıkanması için tercih ediliyordu. İnsanlar yüz ve el temizliğine önem verse de, vücutlarını sabunla yıkamak hem cilt sağlığı açısından riskli görülüyor hem de dönemin hijyen anlayışına uymuyordu.
Veba Salgını ve Su Korkusu
Orta Çağ temizlik anlayışını en çok etkileyen faktör, hiç şüphesiz Kara Veba salgını oldu. Dönemin doktorları, sıcak suyla yıkanmanın ciltteki gözenekleri açtığına ve bu açılan gözeneklerden "kötü hava"nın (miyasma) vücuda girdiğine inanıyordu.
Bu tıbbi inanış, insanları sudan uzaklaştıran en önemli etkenlerden biriydi. Vücudu tamamen suya sokmak ve sabunla temizlemek, hastalığa davetiye çıkaran tehlikeli bir eylem olarak görülmeye başlandı. Bu nedenle sabun kullanıp yıkanmak, bir ayıptan ziyade hayati risk taşıyan bir davranış olarak algılanıyordu.
Hamam Kültürü ve Ahlaki Değişim
Erken Orta Çağ'da oldukça yaygın olan halk hamamları, zamanla sadece temizlenme mekanları olmaktan çıkarak farklı bir kimliğe büründü. Bu mekanlar, fuhuş ve ahlaka aykırı davranışlar ile anılmaya başlayınca, Kilise ve yetkililer tarafından ahlaki yozlaşmanın merkezi olarak görülmeye başlandı.
Bu dönüşüm, hamamlara gitme alışkanlığının toplum içinde hoş karşılanmamasına neden oldu. Yani sabunlanmak veya yıkanmak eyleminin kendisinden çok, bu eylemin gerçekleştirildiği kamusal alanlar "ayıp" ve günahkar kabul edildi.
Modern araştırmalar gösteriyor ki, Orta Çağ insanı sanıldığı kadar temizlikten uzak değildi. Ancak dönemin tıbbi inançları, sosyal normları ve salgın hastalıkların yarattığı korku, hijyen anlayışını şekillendiren temel faktörler oldu. Sabunun kişisel temizlikten çok çamaşır temizliğinde kullanılması, veba korkusuyla sudan kaçınılması ve hamam kültürünün değişmesi, bu dönemin hijyen anlayışını bugünden oldukça farklı kılıyor.