Sanat Dünyasından İsrail'e Büyük Tepki: Kültürel Boykot Dalga Dalga Yayılıyor!
Sanat Dünyası İsrail'e Boykotu Genişletiyor

Dünya sanat camiası, adeta tarihi bir dönüm noktasından geçiyor. İsrail'e yönelik artan tepkiler, galerilerden konser salonlarına, festivallerden bienallere kadar uzanan geniş bir yelpazede yankı buluyor. Kimi zaman sessiz, kimi zaman ise son derece gürültülü bir şekilde...

Öyle ki, dünyanın dört bir yanındaki sanatçılar –evet, isimleri çok büyük olanlar bile– birer birer sahne alıyor ve tavırlarını net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu, sıradan bir protesto dalgası değil. Daha ziyade, örgütlü, kararlı ve son derece etkili bir kültürel direniş hareketine dönüşmüş durumda.

Dev İsimlerden Art Arda Açıklamalar

Uluslararası arenada tanınan pek çok sanatçı, sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlarla İsrail'deki etkinliklerini iptal ettiklerini duyurdu. Bazıları ise çok daha keskin bir dil kullanarak, "O topraklarda sahne almanın, sanatın ruhuna ihanet olduğunu" belirtti. Sadece bireysel sanatçılar değil, aynı zamanda büyük prodüksiyon şirketleri ve organizatörler de benzer kararlar alarak bu harekete destek verdi.

Peki ya festivaller? Onlar da bu baskıdan nasibini aldı. Bazı önemli uluslararası festivaller, İsrail'den katılımcı kabul etmeyeceklerini açıkladı. Hatta jürilerinde değişikliğe gidenler oldu. Tüm bu gelişmeler, sanat dünyasının siyasi olaylar karşısında nasıl tavır aldığının da çarpıcı bir göstergesi aslında.

Küratörler ve Galericiler de Devrede

Müzeler ve galeriler ise bu süreçte farklı bir yol izliyor. Kimi kurumlar, İsrailli sanatçıların eserlerini sergilemekten vazgeçerken, kimi kurumlar ise "sanatın tarafsız kalması gerektiği" görüşünü savunuyor. Fakat bu ikinci grup, sanatseverlerden gelen yoğun tepkilerle karşı karşıya. Ziyaretçiler, sosyal medyada başlattıkları kampanyalarla kurumları boykot etme tehdidinde bulunuyor.

Durum o kadar ciddi bir hal aldı ki, uluslararası sanat fuarları bile rotalarını değiştirmeyi düşünüyor. İsrail'de yapılması planlanan birçok etkinlik, organize edilemediği için rafa kalktı. Haliyle, bu durumdan en çok yerel sanatçılar etkileniyor. Onlar, dünyaya açılma fırsatlarını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.

Peki Ya Türkiye'deki Yansımaları?

Türkiye'deki sanat camiası da bu küresel harekese bigane kalmadı. Özellikle genç ve dinamik sanatçılar, dayanışma mesajları yayınlayarak seslerini duyurmaya çalışıyor. Hatta bazıları, İsrail'deki meslektaşlarına destek olmak amacıyla ortak projeler önerdi. Tabii bu, oldukça riskli bir hamle. Zira taraflardan biri olmak, diğer tarafın tepkisini çekmek anlamına gelebilir.

Ancak şu bir gerçek: Sanat, her zaman için siyasetten bağımsız düşünülemez. Kimi zaman bir protesto aracı, kimi zaman ise bir barış köprüsü olarak karşımıza çıkıyor. Şu an yaşananlar da bunun en net kanıtı. Dünya, sanatın gücünü bir kez daha görüyor – hem iyi hem de kötü anlamda.

Peki, bu boykotlar kalıcı olacak mı? Yoksa sadece geçici bir öfke patlaması mı? Bunu zaman gösterecek. Fakat kesin olan bir şey var: Sanat dünyası, bir kez daha tarih yazıyor. Ve bu sefer, fırçalarıyla değil, tavırlarıyla yapıyor bunu.