
Hüzün, bugün İstanbul'un sokaklarında ağır aksak yürüyordu adeta. Türk müziğinin güçlü sesi, yürekleri titreten yorumuyla hafızalara kazınan sanatçı Güllü, sevenleri tarafından sonsuzluğa uğurlandı. Tören, hayat kadar karmaşık, ölüm kadar net duyguların birbirine karıştığı o anlardan biriydi.
Ve sonra her şeyi alt üst eden o sahne... Kızı Tuya'n Ülkem, bir annenin en zor yolculuğunda, tam da vedalaşmanın en acı noktasında dayanamadı. Annesinin tabutunun başında, yüreğindeki fırtınayı bedeni taşıyamayınca fenalaşarak yığılıverdi. İnsanın içini acıtan, izleyen her gözde yaş bırakan o an, belki de sevginin ne denli ağır bir yük olduğunu hatırlattı hepimize.
Kalabalık, sadece bir sanatçıyı değil, bir anneyi, bir hayat arkadaşını kaybetmenin verdiği o tarifsiz hüznü omuzlarında taşıyordu. Her biri ayrı bir hikaye, her bakış ayrı bir veda cümlesiydi. Güllü'nün naaşı, hayat arkadaşı ve yakınlarının eşliğinde, adeta sevgiyle örülü bir koridorun ardından son durağına doğru yol aldı.
Sanat dünyasının önemli isimlerinin de son saygı duruşunda bulunduğu tören, aslında bir dönemin de sessizce perde kapatışına tanıklık etti. Güllü, geride sadece şarkılarını değil, sevenlerinin yüreğinde sönmeyecek bir ateş bırakarak ayrıldı aramızdan. Kızının yaşadığı o iç parçalayıcı an ise, belki de hepimizin bir gün karşılaşacağı o en insani, en çıplak acının bir yansımasıydı.