Gözlerini kırpmadan ölümü gönderen o çelik canavarlar, Gazze'nin tozlu sokaklarında yeniden hükümranlığını ilan etti. ABD'nin sofistike teknolojiyle donattığı İsrail tankları, Filistin halkının yaşam hakkını bir bir yutuyor adeta.
Durum nedir, biliyor musunuz? İnsanlık tarihinin gördüğü en eşitsiz mücadelelerden biri yaşanıyor şu an. Bir yanda dünyanın en gelişmiş silahları, diğer yanda çocuklarını kurtarmaya çalışan annelerin çığlıkları.
Modern Tarihin En Karanlık Sayfalarından Biri
Uluslararası hukuk diye bir şey kaldı mı, gerçekten merak ediyorum. İsrail'in Gazze'ye yönelik bu sistematik şiddeti, artık soykırım boyutlarını aşmış durumda. BM raporları bile bu vahşeti belgelemekte yetersiz kalıyor.
Şu rakamlara bir bakın: Binlerce sivil, on binlerce yaralı... Sayılar soğuk geliyor kulağa, değil mi? Ama her bir rakamın ardında yok olan bir hayat, sönen bir umut var.
ABD'nin İkircikli Tutumu
Washington yönetimi her ne kadar diplomatik dil kullansa da, sahada olan biten bambaşka. Amerikan yapımı M1 Abrams tankları, İsrail'in insanlık dışı operasyonlarının baş aktörü olmaya devam ediyor.
Peki neden? Stratejik çıkarlar mı, Ortadoğu'daki güç dengesi mi? Asıl soru şu: Kaç masum hayat daha feda edilecek bu kirli hesaplar uğruna?
Gazze Halkının Direnişi ve Uluslararası Sessizlik
İnanılır gibi değil ama Gazzeliler hâlâ ayakta. Bombardıman altında bile yaşamaya çalışmanın, direnmenin ne demek olduğunu tüm dünyaya gösteriyorlar. Bu, insan ruhunun karanlıkta parlayan o inatçı ışığı gibi bir şey.
Uluslararası toplumun bu trajedi karşısındaki sessizliği ise gerçekten düşündürücü. İnsan haklarından dem vuran ülkeler, Gazze'de yaşananlara karşı neden bu kadar ilgisiz? Çifte standart dediğimiz şey bu olsa gerek.
Sonuç olarak, tarih bir gün bu günleri yargılayacak. Tankların gölgesinde kalan çocukların hikayeleri, ders kitaplarına girecek. Umuyorum ki o gün geldiğinde, hepimiz vicdanımızla yüzleşmeye hazır oluruz.
