
Gece yarısına doğru, Gazze semalarını aydınlatan o korkunç ışıklar her şeyi anlatıyordu aslında. İsrail ordusunun başlattığı saldırı, zaten yara bere içindeki bölgeyi yeniden kan gölüne çevirdi.
Resmi rakamlara göre -ki gerçek sayının daha fazla olduğundan neredeyse eminim- 33 masum sivil can verdi. Yaralı sayısı ise tam bir muamma; bazı kaynaklar 50'den fazla olduğunu söylüyor, bazıları ise 100'e yaklaştığını iddia ediyor. İnsanın içi acıyor.
Bölgenin Durumu İse İçler Acısı
Yerel hastaneler adeta bir savaş alanına dönmüş durumda. Doktorların imkânsızlıklar içinde verdiği mücadele takdire şayan ama -itiraf etmeliyim- yetersiz kalıyor. Ambulans sesleri hiç kesilmiyor, adeta bir kâbusa dönüşmüş durumda her şey.
Salı gününe damgasını vuran bu saldırı, aslında bölgedeki gerilimin ne kadar tehlikeli boyutlara ulaştığını gözler önüne seriyor. Uluslararası toplumun sessizliği ise ayrı bir tartışma konusu tabii.
Peki Ya Sonrası?
Ortadoğu'nun bu kanayan yarası için acil bir şeyler yapılması şart. Ama kim, nasıl yapacak? Cevabı olmayan soru işte. Bölge sakinleri ise -anlayabileceğiniz gibi- derin bir umutsuzluk içinde.
Bu arada, sosyal medyada dolaşan görüntüler yürek burkuyor. İnsanlık adına utanç verici sahneler var. Dünya ne zaman uyanacak acaba?