
Gece yarısından sonra başlayan o korkunç sesler hiç bitmeyecek sandık. İsrail ordusunun Gazze'ye düzenlediği son saldırılar, zaten harabeye dönmüş kentte yeni bir yıkım dalgası yarattı. Resmi rakamlara göre -ki gerçek sayının çok daha fazla olduğundan neredeyse eminiz- son 24 saatte 66 Filistinli daha can verdi.
Salı günü öğle saatlerinde başlayan ve aralıklarla devam eden hava saldırıları, Gazze Şeridi'nin farklı noktalarını hedef aldı. Evler, okullar, hatta hastane çevreleri... Hiçbir yer güvende değil artık. Yetkililer, enkaz altından çıkarılan ceset sayısının her saat arttığını belirtiyor.
Sayılar Soğuk, Gerçekler Daha Buz Gibi
Filistin Sağlık Bakanlığı'nın açıklamasına göre, 7 Ekim'den bu yana hayatını kaybedenlerin sayısı 34 bin 535'e yükseldi. Yaralı sayısı ise 77 bin 704. Bu rakamların içinde kaç çocuk, kaç kadın, kaç masum insan var kim bilir?
BM yetkilileri durumu "insanlık dışı" olarak nitelendiriyor ama kimse somut adım atmıyor. Uluslararası toplumun sessizliği ise adeta çığlıkları boğuyor.
Enkaz Altından Çıkan Hikayeler
Kurtarma ekipleri, son saldırıların yaşandığı Han Yunus bölgesinde saatlerdir enkaz kaldırma çalışmaları yürütüyor. Bir baba, iki çocuğunun cansız bedenine sarılmış halde bulundu. Komşuları "Hiçbir şey yapamadık" diyor, sesleri titreyerek.
Bölgeden gelen görüntüler -eğer dayanabilirseniz- insanın yüreğini parçalıyor. Beton yığınları arasında oyuncaklar, kitaplar, dağılmış hayatlar...
Dünya Seyrediyor, Zaman Tükeniyor
Mısır ve Katar'ın arabuluculuğundaki görüşmelerden somut sonuç çıkmazken, insani yardım kuruluşları bölgeye ulaşmanın neredeyse imkansız hale geldiğini vurguluyor. "Açlık, salgın hastalıklar ve umutsuzluk her yeri sarmış durumda" diyor bir WHO yetkilisi.
Peki ya sonra? Kim bilir... Belki de en acı soru bu: Kaç can daha gitmeli uluslararası toplumun harekete geçmesi için?
İsrail ordusunun kısa açıklaması ise her zamanki gibi: "Hamas hedefleri vuruldu." Aradaki farkı anlamak ise sanırım sadece insan olmaya bağlı.