Gazze'de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İsrail'in acımasız ablukası ve sistematik zulmü karşısında halk, adeta bir volkan gibi patladı. Tarihi bir direnişe imza atan Filistinliler, özgürlük için tüm dünyaya meydan okuyor.
Ortadoğu'nun bu küçük ama yürekli topraklarında, insanlık onurunun ne demek olduğunu herkese gösteren bir isyan dalgası yükseliyor. Evet, bu bir ayaklanma – belki de son yılların en anlamlısı.
Zulme Karşı Topyekûn Direniş
İsrail güçlerinin son dönemdeki saldırıları, bardağı taşıran son damla oldu. Gazze halkı, yıllardır süren açlık, yoksulluk ve şiddet sarmalına daha fazla katlanamayacağını açıkça gösterdi. Sokaklar, özgürlük haykırışlarıyla inliyor.
Peki nasıl başladı bu isyan? Aslında her şey, İsrail'in son provokasyonuyla alevlendi. Filistinlilerin kutsal mekanlarına yönelik saldırılar, halkın sabrını tamamen tüketti. Ve işte şimdi – tarihi bir direnişle karşılık veriyorlar.
Halkın Sesi: "Artık Yeter!"
Gazze sokaklarında dolaşan herhangi biri, öfkenin ne kadar derin olduğunu anlayabilir. Genç yaşlı demeden herkes, özgürlük mücadelesine omuz veriyor. "Artık yeter!" diyen bu insanlar, uluslararası toplumun da dikkatini çekmeyi başarıyor.
Direnişin sembol isimlerinden biri olan Ahmed (isim değiştirilmiştir), duygularını şöyle ifade ediyor: "Biz ölmeye değil, yaşamaya geldik. Ama onurlu bir yaşam istiyoruz. Çocuklarımızın geleceği için savaşıyoruz."
Uluslararası Tepkiler ve Sessiz Kalınan Gerçekler
Batı dünyası ise her zamanki gibi ikiyüzlü tavrını sürdürüyor. Bir yandan insan haklarından bahsedip, diğer yandan İsrail'in zulmüne göz yumuyor. Peki ya Türkiye? Türk halkı, Filistin davasına her zaman olduğu gibi yürekten destek veriyor.
Ankara'dan gelen son açıklamalarda, İsrail'in insanlık suçlarına karşı uluslararası arenada mücadele edileceği vurgulandı. Türkiye, Gazze'deki masum insanların yanında olmaya devam edecek.
Peki Ya Sonra?
Bu ayaklanmanın nereye varacağını kimse tam olarak kestiremiyor. Ancak bir şey çok açık: Gazze halkı, özgürlük uğruna her şeyi göze almış durumda. Direniş, tüm şiddetiyle sürerken, uluslararası toplumun bu insanlık dramına seyirci kalmaya devam edip etmeyeceği ise büyük bir soru işareti.
Bir gerçek var ki, Gazze'nin feryadı artık tüm dünyada yankılanıyor. Ve belki de bu sefer – sadece belki – adalet için bir şeyler değişebilir.
