Ortadoğu'nun kanayan yarası Gazze'de bugün beklenmedik bir gelişme yaşandı. Hamas, elinde tuttuğu dört İsrailli esirin cenazesini -evet, maalesef hayatlarını kaybetmişlerdi- İsrail makamlarına teslim etti. Bu hareket, bölgedeki gergin diplomasi trafiğinde adeta bir şimşek çaktırdı.
Peki İsrail'den nasıl bir karşılık geldi dersiniz? İşte orası da oldukça ilginç. İsrail yetkilileri, uzun süredir kapalı olan Refah Sınır Kapısı'nın bugün açılacağını resmen açıkladı. Sanki bir kapı açılırken, belki de başka kapılar da aralanıyor gibi.
Gergin Saatler ve Bekleyiş
Olayın detaylarına inince durumun ne kadar karmaşık olduğunu görüyorsunuz. Hamas'ın sözcüsü, bu cenaze tesliminin "insani bir girişim" olduğunu vurguladı. Ama şunu da eklemeden edemedi: "Bu adım, İsrail'in bölgedeki insani durumu iyileştirme taahhütlerine bağlılığını test etmek içindir." Yani aslında top şimdi İsrail'in sahasında.
İsrail tarafı ise -beklendiği gibi- temkinli. Yetkililer, kapının açılmasının "insani yardımların Gazze'ye ulaşmasına olanak sağlamak" için olduğunu söylüyorlar. Fakat herkes biliyor ki, bu tür adımlar bölgedeki kırılgan dengelerle doğrudan bağlantılı.
Peki Ya Sonrası?
Bölge uzmanlarına kulak verirseniz, bu gelişmelerin aslında çok daha büyük bir resmin parçaları olduğunu anlarsınız. Bir yanda Hamas'ın 'iyi niyet' gösterisi, diğer yanda İsrail'in kapıyı açma kararı... Tüm bunlar, arka planda devam eden görüşmelerin bir yansıması olabilir mi?
Gerçek şu ki, Gazze'deki sıradan insanlar için bu kapının açılması hayati önem taşıyor. Gıda, ilaç, temel ihtiyaçlar... Hepsi bu kapılardan geçiyor. Belki de bugünkü gelişme, en azından bir süreliğine normale dönüş umudunu yeşertmiştir.
Fakat Orta Doğu'da hiçbir şey göründüğü gibi değildir, bunu hepimiz biliyoruz. Bugün açılan bir kapı, yarın yine kapanabilir. Ancak şu an için, tarafların masaya oturma ihtimali bile bölge için küçük bir umut ışığı sayılır.