Hava ağır. Gerilim yine mi tırmandı yoksa hiç inmemiş miydi? Hamas Sözcüsü, İsrail'in son hamlesini kelimelerle adeta bombaladı: "Bu, müzakere masasına atılan bir bıçak, planlı bir alçaklık" dedi. Ve ekledi: "İşgalci güçlerin bu saldırısı, süregiden diplomasi çabalarına karşı işlenmiş bir suçtan başka bir şey değil."
Öyle ya, her şey yeniden başladı. Sirenler, toz bulutları, bitmek bilmeyen bir korku... Gazze'de hayat yine askıya alındı. İsrail ordusunun hedef gösterdiği noktalara düzenlenen hava saldırıları, sadece binaları değil, belki de son kalan umutları da yerle bir etti.
Peki neden şimdi? Neden tam da uluslararası aktörlerin sessiz sedasız bir ateşkes için kulis yaptığı bir dönemde? Hamas'ın iddiası net: Bu, barış görüşmelerini sabote etmek için zamanlanmış bir provokasyon. "Amacı belli" diyorlar, "bölgeyi yeniden kargaşaya sürüklemek".
Peki Ya Karşı Taraf Ne Diyor?
İsrail tarafı ise -beklendiği üzere- farklı bir hikaye anlatıyor. Saldırıların, kendilerine yönelik artan roket saldırılarına bir 'cevap' olduğunu iddia ediyorlar. Önleyici bir güvenlik operasyonu. Bildiğimiz eski kısır döngü, değil mi? Kim haklı, kim haksız... Ortadoğu'da bu sorunun cevabı hiçbir zaman basit olmamıştır.
Ancak Hamas'ın sözcüsü için durum kristal kadar berrak. Yaptığı açıklamada, bu saldırıların sivil kayıplara yol açtığının ve bölgedeki insani durumu daha da katlanılmaz hale getirdiğinin altını çizdi. "Dünya sessiz" diye isyan etti, "bu suça ortak mı olacak?"
Sonuç: Kördüğüm
Ortadoğu'nun kanayan yarası yine kanıyor. Taraflar, her zamanki gibi, birbirini suçluyor. Hamas, İsrail'i müzakereleri baltamakla, İsrail ise Hamas'ı kendi halkını insan kalkanı olarak kullanmakla suçluyor. Ve arada, her zamanki gibi, sıradan insanlar... Hayatlarını kaybeden, yaralanan, evsiz kalan, umudunu yitiren.
Bu kördüğüm çözülecek mi? Kimse sihirli bir değnek beklemiyor artık. Diplomasi yorgun, kelimeler anlamını yitirmiş durumda. Geriye ise sadece enkaz, acı ve cevapsız sorular kalıyor. Bir sonraki döngü ne zaman başlayacak? Kimse bilmiyor.
