Ortadoğu'da dengeleri değiştirebilecek bir hamle daha gündemde. Hamas'ın üst düzey ismi İsam Elden, adeta bir diplomatik deprem yaratacak açıklamalarda bulundu. Filistin'i resmen tanıma kararı alan devletlere seslenen Elden, bu ülkelerden somut adımlar beklediklerini duyurdu.
Peki nedir bu somut adımlar? İşte asıl bomba da burada patlıyor. Hamas temsilcisi, İsrail'e karşı hem siyasi hem de ekonomik anlamda kapsamlı bir abluka uygulanmasını talep ediyor. Bu, sıradan bir protesto çağrısı değil; uluslararası ilişkilerde nadir görülen türden sert bir tedbir önerisi.
Çağrının Arkasındaki Strateji Ne?
Elden'in kelimeleri öyle rastgele seçilmiş gibi durmuyor. Her cümlesi, adeta bir satranç hamlesi kadar hesaplı. "Filistin halkının meşru mücadelesinin desteklenmesi" vurgusu, mesajın özünü oluşturuyor. Hamas, artık sadece sözlü destek değil, elle tutulur yaptırımlar istiyor.
Bu çağrı, Gazze'de yaşanan insani krizin boyutlarını da gözler önüne seriyor aslında. Öyle ya, bir örgüt neden böyle radikal bir talepte bulunsun? Cevap basit: Baskılar arttıkça, çareler de radikalleşiyor.
Uluslararası Toplumun Sınavı
Şimdi top, Filistin'i tanıyan ülkelerin sahasında. Bu devletler, Hamas'ın bu keskin çağrısına nasıl yanıt verecek? Diplomasi koridorlarında şimdiden fısıltılar dolaşmaya başladı bile. Kimi çevreler "ağır ama gerekli" yorumu yaparken, kimi uzmanlar bunun uluslararası hukuktaki yerini tartışıyor.
İsam Elden'in bir diğer dikkat çeken vurgusu ise "dünya kamuoyunun desteği" oldu. Demek ki Hamas, sadece hükümetler düzeyinde değil, sivil toplum nezdinde de bir farkındalık kampanyası yürütmeyi planlıyor. Zaten son dönemde sosyal medyada Filistin'e destek paylaşımlarının artması da bunun habercisi gibi.
Ortadoğu'nun bu kadim sorununda yeni bir sayfa mı açılıyor? Yoksa bu çağrı, diplomatik arşivlerde kaybolup gidecek bir not mu olacak? Cevabı zaman gösterecek ama bir şey kesin: Hamas, masadaki tüm kartları oynuyor.
