
İsrail'in Doha'daki sivillere yönelik saldırısı, Katar'da adeta bomba etkisi yarattı. Resmi makamlar, olayı nefretle kınarken, 'artık sınır tanımazlığın son raddeye ulaştığını' vurguladılar.
Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Majed al-Ansari, kameralar karşısına geçtiğinde yüzündeki öfke okunuyordu. "Bu saldırı, tüm uluslararası normları hiçe sayan bir cüretkarlık örneğidir" diye haykırdı adeta. Sivillere yönelik bu 'vahşi saldırının' asla kabul edilemeyeceğinin altını çizdi.
Kırmızı Çizgiler Çoktan Aşıldı
Al-Ansari'nin ifadeleri oldukça netti: "İsrail'in yaptığı, tüm kırmızı çizgileri aşmaktır. Bu agresif tutum, bölgedeki istikrarı daha da tehlikeye atmaktadır." Peki, neydi bu kırmızı çizgiler? Aslında hepimiz biliyoruz ki, sivillere yönelik saldırılar en temel insani değerleri hiçe saymak anlamına geliyor.
Katar'ın tepkisi sadece sözde kalmadı. Uluslararası toplumu acilen harekete geçmeye çağırdılar. "İsrail'in bu pervasız tavrını durdurmak için derhal adım atılmalı" çağrısı yapıldı. Bölgede ateşin daha da büyümesini engellemek için zamanın daraldığı uyarısında bulunuldu.
Bölgesel Gerilim Tırmanıyor
Ortadoğu'da gerilim yeniden tırmanışa geçti. İsrail'in son hamlesi, zaten hassas olan dengeleri altüst etti. Katar'ın tepkisi, bölgedeki diğer aktörlerden de benzer yanıtlar gelip gelmeyeceği sorusunu gündeme getirdi.
Doha'daki saldırı, sadece fiziksel bir zarardan ibaret değil. Aynı zamanda diplomatik ilişkilerde de derin yaralar açtı. İsrail'in bu 'pervasızca' tavrının, bölgedeki barış çabalarını nasıl etkileyeceği ise şimdiden merak konusu.
Katar'ın bu sert çıkışı, aslında daha büyük bir resmin parçası. Bölgede yaşananlar, uluslararası toplumun acilen daha etkin bir rol oynaması gerektiğini bir kez daha gösterdi. Sivillerin güvenliği ve bölgesel istikrar tehlikede.
Sonuç olarak, Katar'ın tepkisi oldukça net: "Tüm kırmızı çizgiler aşıldı." Artık uluslararası toplumun bu duruma kayıtsız kalmama zamanı geldi. Bölgede yangın büyümeden acilen adım atılması şart.