
Ortadoğu'nun gergin siyasi havasına bir de Körfez'den keskin bir uyarı daha eklendi. Körfez İşbirliği Konseyi, İsrail hükümetinin son dönemdeki agresif söylemlerini adeta yerden yere vuran bir açıklamaya imza attı. Bölgedeki barışı sabote edecek her türlü kışkırtıcı ifadenin reddedildiğini vurguladılar.
Ne diyorlardı peki? Tam da şu: "İsrail yetkililerinin son zamanlarda dillendirdiği, Filistin topraklarına ilişkin provokatif ve hukuk dışı iddialarını şiddetle kınıyoruz." Bu, sıradan bir diplomatik tepkiden çok daha fazlası aslında. Bölgesel gerilimi körükleyen adımlara karşı net bir duruş.
Uluslararası Hukuk ve Meşru Haklar Vurgusu
Konseyin açıklamasında, uluslararası hukukun çiğnenmesinin kabul edilemeyeceği üzerine basa basa ifade edildi. Filistin halkının meşru haklarının tanınması gerektiğine dair vurgu, neredeyse her cümlede kendini hissettiriyordu. İsrail'in tek taraflı adımlarının –neyi kastettiklerini anlamışsınızdır– bölgedeki istikrarı tehlikeye attığı konusunda hemfikirler.
Ve tabii, o meşhur iki devletli çözüm... Bu, her diplomatik metnin olmazsa olmazı artık. "İki devletli çözüm temelinde kalıcı ve kapsamlı bir barış" için çağrı yapılmadan geçilmiyor. Ama bu seferki çağrı, sanki biraz daha aciliyet taşıyor gibi.
Bölgesel İşbirliği ve Destek
Körfez ülkeleri –ki isim vermeye gerek yok, zaten tahmin edersiniz– Filistin halkının yanında olduklarını bir kez daha teyit etti. Sadece sözle de kalmayıp, uluslararası platformlarda da destek vermeye devam edeceklerini belirttiler. Bölgesel ve uluslararası aktörlerden de benzer bir tavır bekliyorlar. Yani, İsrail'e karşı diplomatik cepheyi genişletme niyetindeler.
Peki, İsrail'in yanıtı ne olacak? Kim bilir... Belki görmezden gelirler, belki de daha sert bir karşılık verirler. Ortadoğu'da siyaset böyledir; bazen bir açıklama, bir çığ gibi büyüyebilir.
Sonuç olarak, Körfez'den gelen bu uyarı, bölgedeki gerilim potansiyelini bir kez daha gözler önüne serdi. İsrail'in nasıl karşılık vereceği ise –hepimizin merakla beklediği– bir sonraki gelişme olacak.